Tarihteki en büyük imparatorluklar, en güçlü imparatorlar
Anasayfa Genel Tarihteki en büyük imparatorluklar, en güçlü imparatorlar

Tarihteki en büyük imparatorluklar, en güçlü imparatorlar

tarihteki en buyuk imparatorluklar en guclu imparatorlar

Dünyanın en büyük imparatorlukları nelerdir haritalı, gelmiş geçmiş en büyük en önemli imparatorluklar, tarihin gördüğü en güçlü imparatorluklar, dünyanın gelmiş geçmiş en güçlü imparatorları listesi, tüm zamanların en güçlü devletleri ve imparatorlukları:

Dünyadaki En Büyük 20 İmparatorluk -Haritalarla-

 

Moğol – 33.2 million km²

Rus – 22.8 million km²

Arap-islam – 13.2 million km²

Qing – 12 million km²

Achaemenid – 7.5 million km²

Ming – 6.5 million km²

Han – 6 million km²

Ottoman Empire – 5.6 million km²

Roman – 5.6 million km²

Tang – 5.4 million km²

Makedon – 5.4 million km²

Maurya – 5 million km²

Mughal – 4 million km²

Hun-avrupa – 4 million km²

Selçuk – 3.9 million km²

Seleucid – 3.9 million km²

Nazi Almanyası – 3.6 million km²

Gupta – 3.5 million km²

Sasani – 3.5 million km²

Dünyanın gördüğü tüm zamanların en güçlü imparatorları kimlerdir:

Bugün bile adlarından bahsedildiğinde, ellerindeki güç ve saygınlık sebebiyle insanların hayranlığını kazanan tarihin en önemli imparatorlarını tanımak ister misiniz?

Hazırlayan: Gülay Gümüş

Tarih sahnesinden belki de binlerce imparator gelip geçti… Bunlardan bazıları var ki, sadece yaşadığı dönemde değil, yüzyıllar sonra bile yaptıkları ile adından söz ettiriyor. Kimi zulümleri ile, kimi ise adaleti ve askeri dehası ile anılan bu imparatorlardan bazılarını bu yazıda bulacaksınız…

FATİH SULTAN MEHMED 

20 yaşında Osmanlı padişahı olan Sultan İkinci Mehmedİstanbul‘u fethedip 1100 yıllık Doğu Roma İmparatorluğu’nu ortadan kaldırarak Fatih unvanını aldı. Ayrıca kendini imparator olarak adlandıran ilk Osmanlı padişahıdır. Hz. Muhammed’in (S.A.V) hadisi şerifinde müjdelediği İstanbul’un fethini gerçekleştiren büyük komutan olmayı da başaran Fatih Sultan Mehmed, yüksek yeteneği ve dehasıyla dost ve düşmanlarına gücünü kabul ettirmiş tarihteki en önemli Türk hükümdarlarından biridir.

Fatih Sultan Mehmed 29 Mart 1432’de Edirne‘de doğdu. Babası Sultan İkinci Murad, annesi Huma Hatun‘dur. Fatih Sultan Mehmed, devrinin en büyük ulemalarından birisiydi ve yedi yabancı dil bilirdi. Alim, şair ve sanatkarları sık sık toplar ve onlarla sohbet etmekten çok hoşlanırdı. İlginç ve bilinmedik konular hakkında makaleler yazdırır ve bunları incelerdi. Hocalığını da yapmış olan AkşemseddinFatih Sultan Mehmed‘in en çok değer verdiği alimlerden biridir.

Fatih Sultan Mehmed, soğukkanlı ve cesur bir padişahtı. Yapacağı işlerle ilgili olarak en yakınlarına bile hiçbir şey söylemezdi. Okumayı çok severdi. Farsça ve Arapça’ya çevrilmiş olan felsefi eserler okurdu. 1466 yılında Batlamyos Haritasını yeniden tercüme ettirip, haritadaki adları Arap harfleriyle yazdırdı.

Bilimsel sorunlarda, hangi din ve mezhebe mensup olursa olsun bilginleri korur onlara eserler yazdırırdı. Bilime büyük önem veren Fatih Sultan Mehmed yabancı ülkelerdeki büyük bilginleri İstanbul’a getirtirdi. Nitekim Astronomi bilgini Ali Kuşçu kendi döneminde İstanbul’a geldi. Ünlü Ressam Bellini’yi de İstanbul’a davet ederek kendi resmini yaptırdı.

Fatih Sultan Mehmed, açık görüşlü bir padişahtı. 1481 yılına kadar hükümdarlık yaptı ve bizzat 25 sefere katıldı. Azim ve irade sahibiydi. Temkinli ve verdiği kararları kesinlikle uygulayan bir kişiliği vardı. Devlet yönetiminde oldukça sertti.

Orta Çağ’ı kapatıp, Yeniçağ’ı açan Cihan İmparatoru Fatih Sultan Mehmed, Nikris hastalığından dolayı 3 Mayıs 1481 günü Maltepe‘de vefat etti ve Fatih Camii’nin yanındaki Fatih Türbesi’ne defnedildi.

NAPOLYON BONAPART

Gelmiş geçmiş en yetenekli askeri dehalardan biri olarak kabul edilen Napolyon BonapartFransa’nın yetiştirdiği en büyük devlet adamı olarak tarihe adını yazdırmıştır. Avrupa’yı strateji oyunu oynar gibi bir çırpıda fethetmiş, altmış kadar savaşta yer almış, bunlardan sadece üçünde savaş meydanından yenilgiyle ayrılmıştır.

Aslen Korsikalı’dır. Topçu olarak askerliğe başlamış, orduda yeteneği keşfedilmiş, askerlik hayatında hızla yükselmiştir. Genç yaşta Fransız ordusunun başında İtalya seferine çıkarak büyük başarılara imza atmıştır.

1799 yılına gelindiğinde Napolyon birden bire kendini devletin başında bulur. Ülkede darbe olmuş, yönetim değişmiş, hükümetin başına da Napolyon getirilmiştir. Kolları sıvar; Avrupa içlerinde hızla ilerlemeye başlar. İtalyan, İngiliz ve Avusturyalılar’a karşı zaferler elde eder. Çok kısa bir sürede Avrupa haritasını değiştirir. Devlet işlerinde de çok başarılıdır; reformlarla ülkesinin yapısını değiştirir ve kısa sürede Fransa halkının sevgilisi haline
gelir.

Papa Pius VII’nin eliyle taç giyerek ‘imparator’ olur. Daha doğrusu Papa’dan üstün olduğunu düşündüğünden, imparatorluk tacını Papa’dan alıp, kendi elleriyle giyer.

Moskova ve Waterloo yenilgileri ile çöküşe geçer. Neden Moskova’yı işgale kalkıştığı hala anlaşılamamıştır.

Napolyon nasıl öldü?

Sürgündeki Fransa İmparatoru Napolyon 1821’de arsenikle mi zehirlendi, yoksa mide kanserine mi yenildi, hala tartışılıyor. Resmi açıklamaya göre, Napolyon 5 Mayıs 1821’de ölmüştü. Ölüm sebebi mide kanseriydi. Ölüm raporu Dr. Antom marchi tarafından imzalanmıştı.

Gerçek, 140 yıl sonra 1961’de iki tıp doktoru Smith ve Forshufwood tarafından açıklandı.
Ölümünden sonra Napolyon’un saçından kesilmiş bir tutam saçı inceleyen doktorlar, arsenik miktarı normalin 13 katı olduğunu gördü. Dahası, arsenik ufak dozlar halinde, yavaş yavaş verilmişti. Ayrıca otopsi raporlarında kaydedilen şişmanlık, kanserden eriyen bir adam tablosuna uymuyordu.

* Küçüklüğünde, okul yıllarında arkadaşları sık sık Napolyon’un boyuyla dalga geçmektedirler.”Oğlum” der birisi “Seni büyüyünce savaşa çağırsalar,
bu boyla atına binene kadar savaş biter
.” Napolyon arkadaşlarına bakar ve
şöyle der “Merak etmeyin, ben büyüyüp savaşa çağırdıklarında ben
ata binmeyeceğim, ben atıma bindiğimde savaş başlayacak.
* İspanya’yı aldıktan sonra İspanya kralı ona “Sen para için savaşıyorsun” diye haykırır.”Biz ise şerefimiz için.” Napolyon cevap verir “Herkes kendisinde olmayan şey için savaşır.”* Vaktiyle Fransız hükümetinden biri Napolyon Bonapart’ı bir muharebe sırasında eleştiriye kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütünce Napolyon: “Evet, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım” der.* Ünlü sözü “para, para, para”yı bir savaş yapıp kazanmak için ne gerekir
sorusu üzerine söylemiştir.


BÜYÜK İSKENDER

Büyük İskender, Makedonyalı II. Philippos’un ve Epir kralının kızı Olympias’ın oğluydu. BugünküYunanistan‘da doğdu. Daha 20’sine basmadanMakedonya kralı olan Büyük İskender, 12 yıl boyunca tek bir savaş bile yitirmeden güçlü krallıkları egemenliği altına aldı.

İskender zekâsı, bilgisi ve gücüyle dünyanın büyük askeri önderlerinden biridir. Şaşırtıcı yeteneğiyle İÖ 333’te İssus Savaşı‘nda Pers Kralı Darius‘u yenmeyi başardı. Bunu izleyen 10 yıl boyunca Mısır‘danHindistan‘a kadar Pers yönetimi altındaki bütün toprakları ele geçirdi. İskender tüm dünyayı Yunanuygarlığına ve diline dayalı tek bir imparatorlukta birleştirmeyi düşlüyordu. Filozof Aristo‘nun öğretisi ona Yunan kültürünü benimsetmişti. Aristo‘nun yol göstericiliğinde İlyada’yı inceleyenİskender, kendisinin kahraman Aşil‘in soyundan geldiği düşüncesindeydi.

İskender
’in kurduğu imparatorluk o öldükten sonra, İÖ 323’te parçalandıysa da, ele geçirdiği topraklarda yaygınlaşan Yunan dil ve kültürü daha sonra Roma İmparatorluğu yönetiminde birleşmeyi kolaylaştırmıştır

İskender yakışıklı, güçlü ve cesur bir imparatordu. Kimi zaman aşırı atak ve tedbirsiz davranır, gereksiz tehlikelere gözünü kırpmadan atıldığı olurdu. Büyük bir önder olmasında bu cesaretin ve kararlılığın payı vardır. Rahatı ve lüksü küçümseyen onurlu bir insandı. 13-16 yaşları arasında zamanın en bilge kişisi olan Aristo‘dan ders aldı. Aristo ona felsefe, politika ve sanat eğitimi verdi, şiiri sevdirdi. İskender de bilim ve kültürün gelişmesine katkıda bulundu.

İskender’in olumlu niteliklerinin yanı sıra, kusurları da vardı. Çabuk öfkelenirdi. Bütün dünyayı ele geçirmek amacındaydı ve bu yolda önüne çıkacak hiçbir engel tanımadı. İnatçı ve acımasızdı. Zafer üstüne zafer kazandıkça, kendini Tanrı sanmaya başladı. Çok içki içtiği ve ayıldığında üzüleceği şeyler yaptığı olurdu. Sarhoşken Persepolis kentini yaktırdığı, en eski arkadaşlarından birini öldürdüğü söylenir.

İskender, Babil‘i yeni imparatorluğunun başkenti yapmak istiyordu. Ne var’ki, İÖ 323’te bunu yapamadan hastalanarak öldü. Büyük İskender‘in, savaşlarını gösteren kabartmalarla süslü olan lahti İstanbul Arkeoloji Müzesi‘ndedir.

İskender‘in ölümünden sonra görkemli imparatorluğu parçalandı. Ama, İskender‘in fethettiği topraklarda kurduğu 7’ye yakın kent, Yunan kültürünü doğuda yayan merkezler oldu; doğu ve batı kültürlerinin karşılıklı olarak birbirini etkilemesi sonucu, yeni bir kültür bileşimi ortaya çıktı.

Yorum Yaz