Bitki tohumlarından sadece presleme ile elde edilen yağ
Anasayfa Genel Bitki tohumlarından sadece presleme ile elde edilen yağ

Bitki tohumlarından sadece presleme ile elde edilen yağ

Tohumlardan ve Çekirdeklerden Yağ Elde Etme

Tohumlardan yağın alınması (Yağlık tohumlardan yağ elde etme)

Bitki tohumlarından sadece presleme ile elde edilen ve başka hiçbir işlem görmemiş asitlik oranı en düşük olan yağa —- yağ denir.
Yukarıdaki tanim cümlesinde boş bırakılan yere seçeneklerde verilenlerden hangisi yazılmalıdır sorusunun cevabı
A) natürel Sızma
B) rafine
C) riviera
D) vinterize​

Bitki tohumlarından sadece presleme ile elde edilen ve başka hiçbir işlem görmemiş asitlik oranı en düşük olan yağa NATÜREL SIZMA YAĞ denir.

Mekanik Presleme Yöntemiyle Ham Yağın Üretimi : Mekanik presleme işlemi; katı-sıvı faz ayırım yöntemi olarak tanımlanabilir. Genellikle yağ oranı % 20’den daha düşük olan yağlı tohumların ham yağa işlenmesinde mekanik presleme yöntemi kullanılabilmektedir. Mekanik presleme işlemi sonucu esas ürün olarak ham yağ, yan ürün olarak yağı alınmış küspe elde edilmektedir.Mekanik presleme işleminde kesikli çalışan hidrolik presler, sürekli vidalı presler ve döner presler kullanılabilir.

Solvent Ekstraksiyonu Yöntemiyle Ham Yağın Üretimi : Solventle yağın tohuma geçmesi sağlanır. Sonra solvent süzülerek ayrılıp, uçurulur ve geriye ham yağ kalır. Pres yöntemine göre üstünlüğü küspede en fazla % 1 oranında yağ kalır ve çoğunlukla % 0,5 civarında bulunmaktadır. Bu yöntemle yağ elde etme özelikle yağ miktarı düşük olan soya ve çiğit gibi yağlı tohumlarda kullanılmaktadır. Yağ çözücü olarak bir çok organik madde kullanılmakla birlikte günümüzde Türkiye ve dünyada en yaygın kullanılan kaynama noktası 64-68 olan Hekzandır.

Rafinasyon Aşamaları : Rafinasyon işlemini kısaca berrak ve normal tatta yağ elde etmek için ham yağda bulunan ve istenmeyen tüm maddelerin yağdan uzaklaştırılması olarak tanımlayabiliriz. Ham yağlar ne kadar özenli ve temiz elde edilirse edilsin mutlaka rafine edilmelidir. Çünkü tüketici açık renkli, kokusuz, serbest yağ asidi bulunmayan ve berrak yağ satın almak ister. Rafine edilmeden tüketilen tek bitkisel yağ, iyi kalite zeytinlerden elde edilen zeytin yağıdır. Fakat kötü vasıfta olan zeytin yağları da rafine edilir. Türkiye’nin kırsal kesinimde ayçiçeği, susam, haşhaş vb. gibi hammaddelerden elde edilen yağlar yerel halk tarafından rafine edilmeden tüketilir. Musilaj giderme, asit giderme, ağartma, koku giderme ve vinterizasyon rafinasyon işleminin aşamalarıdır.

Musilaj Giderme (Degumming) : Türkiye’de yetiştirilen ayçiçeği, soya, keten vb. gibi yağlı tohumlar fosfatidlerce zengindir (% 1- 2,5). Bunlarda müsilaj giderilmezse rafinasyonda kayıplar olur. Ayrıca yağlı tohumlarda bir de patolojik etkenler veya yaralanmalar sonucu meydana gelen zamksı maddeler de bulunur. Müsilaj gidermede hidroklorik asit, fosforik asit kullanılır. Türkiye’de bu gün daha çok, sodyum klorür veya pirofosfatın %40-65’lik çözeltisi kullanılır. Bu çözeltiden ham yağa %2-3 oranında katılır ve yağ karıştırılarak 40-50 oC’ye kadar ısıtılır. İşlem sonunda çöken sulu tabaka (hidrolasyon çamuru) santrifüjlenerek yağdan ayrılır. Yapışkan maddeler bir elektrolit yardımıyla pıhtılaştırılırken fosfatidler gibi diğer yapışkan maddeler su ve sıcaklık yardımıyla hidrotasyon sonucu çöktürülür. Bu sırada yağda bulunan mineral maddeler ve bazı yabancı maddeler de çöken bu maddelerle birlikte yağdan uzaklaştırılır. Musilaj maddeleri lesitin eldesinde kullanılır.

Asit Giderme (Nötralizasyon) : Yağ sanayiinde asitlik giderme işlemi yaygın olarak serbest asitlerin bazlarla nötralizasyonu şeklinde uygulanmaktadır. Yağda serbest halde bulunan yağ asitleri NaOH ile muamele edilince yağda erimeyen sabun meydana gelerek çöker. Asit karakterde olan diğer bazı maddelerle sabun tarafından absorbe edilen diğer bir çok maddeler de çöker. Ayrıca, yüksek derecede vakumda damıtılarak serbest yağ asitlerinin yağdan ayrılması işlemi de uygulanmaktadır. Buna fiziksel nötralizasyon denir. Kullanılacak NaOH miktarı serbest asitlik 7 olarak hesaplanır. Fakat bazın bir kısmı nötr yağ ile reaksiyona girebileceğinden hesaplanan miktarın %10 fazlası kullanılır. Asit giderme kayıpları yabancı maddelerin cins ve miktarlarına, serbest yağ asitleri miktarına göre değişir. Fosfatidler az olursa kayıp azalır. Serbest yağ asitlerindeki kayıplar; kakao, palm, kara ve deniz hayvanları yağlarında serbest yağ asitlerinin 1,5 katı, pamuk ve soyada 3 katı, asiditesi düşük yağlarda ise serbest yağ asitlerinin 5-10 katı yağ kaybolur. Yemeklik, kızartmalık, margarin yapılacak yağlarda asitlik giderilmezse serbest yağ asitleri duman çıkararak yanar. Nötralizasyon kuru ve yaş olarak yapılır.

Ağartma (Renk Giderme=Bleaching) : Yağ sanayiinde ağartma işleminin amacı, ham yağın doğal olarak içerdiği ve tohumun yağa işlenmesi sırasında oluşan renk maddelerinin uzaklaştırılmasıdır. Bu iş için Tonsil, Bentonit gibi çeşitli adlar altında satılan ve sanayide “ağartma toprağı” genel adı ile bilinen adsorbant maddeler kullanılır. Son zamanlarda bu amaçla, sülfirik veya hidroklorik asitle muamele edilip, aktif hale getirilen diğer topraklar da kullanılmaktadır. Ayrıca aktif kömür de kullanılır. Aktif kömür, özellikle kırmızı, mavi ve yeşil renklerin adsorbsiyonunda kullanılır. Pahalı olması ve fazla yağ emmesi nedeniyle yalnız başına kullanılmaz. Kullanılacak ağartma toprağının miktarı yağın rengine toprağın aktivitesine bağlı olarak değişir. Bu amaçla 25-30 tonluk kazanlar kullanılır. Kazanda ısıtıcı serpantin ve karıştırıcı bulunur. Yağın sıcaklığı, 70-80 C’ye çıkarılır ve toprak konur. Sıcaklık 90-100 C’ye çıkarılır. Toprağın ilave edilmesi sırasında karıştırıcılar çalıştırılarak bir süspansiyon elde edilir. Isıtma tamamlandıktan sonra 15-20 dakika daha karıştırmaya devam edilir. Daha sonra yağ presli filtrelerden geçirilerek süzülür. Bu aşamada yağ kaybı en fazla katılan toprak miktarı kadar olmaktadır. Süzme işleminden sonra kazana önce basınçlı hava verilerek serbest yağ, sonra basınçlı buhar verilerek de toprağın adsorbe ettiği yağ alınır. Bu işlemler sırasında oksidasyonu önlemek için vakum da yapılır.

Koku Giderme (Deoderizasyon) : Koku alma işleminin amacı istenmeyen koku ve tat maddelerinin yağdan uzaklaştırılmasıdır. Koku alma işlemini kısaca yağın tat ve kokusunu bozan bazı uçucu maddeleri, su buharı ile yağdan ayırmak şeklinde tanımlayabiliriz. Koku alma için; kurutma ve gazları uçurma, ısıtma, koku alma, soğutma, boşaltma işlemleri uygulanır. Kokusu giderilecek yağ kazana alınır. Kazana alttan buhar verilerek sıcaklık, 3-5 mm’lik vakumda 180 C’ye çıkarılır. Buhar kazana alttan verildiği için aynı zamanda yağ karıştırılmış olur. Bu sırada yağda istenmeyen koku maddeleri buharla birlikte uzaklaştırılmış olur. Kokusu giderilmiş yağ yüksek vakum altında 100 C’ye soğutulur. Oradan da plakalı soğutuculara gönderilerek sıcaklık 30-50 C’ye soğutulur. Bu arada oksidasyonu önlemek amacıyla 1 kg. yağa 50 mg. Sitrik asit çözeltisi verilmelidir.

Vinterizasyon (Soğuklatma) : Yemeklik yağlara uygulanan bir işlemdir. Yağlarda bulunan doymuş trigliseritlerin; özellikle de stearinlerin, 8-10 C’de donarak yağı bulandırmalarını önlemek amacıyla yapılır. Bu işlem genellikle ayçiçeği, çiğit ve mısırözü gibi yağlarda yapılır. Rafinasyonu biten yağ kristalizatörlere alınır ve istenilen kristalizasyon sıcaklığına kadar (0-10 oC ) soğutulur. Böylece yağlarda bulunan ve yüksek derecede eriyen trigliseritlerle (genelde stearin) vax’lar (mumlar) ayrılır. Bu işlemle yağın oda derecesinde kristalleşmeler sonucu bulanması önlenmiş olur. Ayırma işleminden sonra yağ soğutulmuş filtrelerden geçirilerek berrak kısım alınır. Vinterizasyonun başarılı olabilmesi için yağ mutlaka diğer rafinasyon aşamalarından geçmiş olmalıdır. Aksi halde ortamdaki serbest asitlik, yapışkan maddeler ve renk maddeleri kristalizasyonu güçleştirir.

SIVI YAĞLARIN SERTLEŞTİRİLMESİ (HİDROJENASYON) Hidrojenasyon, sıvı yağlardaki doymamış yağ asitlerinin çift bağlarını hidrojenle doyurma işlemidir. Sıvı halde bulunan veya içerisinde düşük erime noktasına sahip moleküller bulunduran bir yağdan erime noktası yüksek,kısmen veya tamamen katı özellikle yağ eldesinde üç yönteme başvurulabilir. Bunlar; Hidrojenasyon İnteresterifikasyon Fraksiyonlama’dır. Bu işlemlerden hidrojenasyon, diğerlerine göre daha kompleks ve daha geniş uygulama alanı bulmuştur. Hidrojenasyon işlemi sıvı yağların margarin veya çeşitli shorteninglere işlenmesi durumunda yapılmaktadır.

Bitkisel yağlar iki amaçla hidrojenasyona tabi tutulur. Bunlardan birincisi çift bağların sayısını azaltmak,böylece oksidasyona duyarlılığı azaltmak ve tat stabilitesini artırmaktır. İkinci amaç ise fiziksel özelliklerini değiştirerek,ürünün kullanım alanlarını artırmaktır. Böylece hidrojenasyonla bitkisel yağlardan margarin, şortening, kaplama yağı,kızartma yağı gibi değişik amaçlı yağların üretilmesi sağlanır. Hidrojenasyon işlemi kısaca,doymamış yağ asitleri karbonlar arasındaki çift bağlara hidrojen ilavesidir.

Hidrojenasyon kazanında (otoklav,tank veya reaktörde denilebilir sıvı,katı ve gaz olmak üzere 3 faz bulunur. Bunlardan,doymamış yağ asitleri sıvı,katalizör(genellikle nikel) katı ve hidrojen gaz fazını oluşturur.Bu üç faz bir arada yüksek basınç ve sıcaklıkta bulundurulup karıştırıldığında hidrojenlenme meydana gelmektedir. Elde edilecek mamul yağın yapısı bu üç fazın bir arada bulunma şartlarına göre önemli farklılıklar göstermektedir. Üretilecek üründe istenen yapı ve özelliklere göre bu üç fazı bir arada bulundurma şartları ayarlanır. Böylece istenen erime noktası ve sterillik derecesine sahip yağ elde edilir. Hidrojenasyon sonucu elde edilen mamul yağın kompozisyon ve özelliklerini şu faktörler etkilemektedir.

Kullanılan katalistin tipi,
· Yağdaki katalist konsantrasyonu,
· Hidrojenasyon ortamının hidrojen gazı basıncı,
· Hidrojenasyon ortamının reaksiyon sıcaklığı,
· Hidrojen gazının ortama dağılım derecesi.
Hidrojen işlemi ile çift bağların bir kısmı yok edilir. Diğer önemli bir kısmı da bu işlem sırasında cis, trans ve yer (pozisyon) izomerizasyonuna uğrar. Yağ asitlerinin bu kimyasal değişikliklere bağlı olarak yağda iki önemli kalite değişikliği ortaya çıkar. Birincisi yağın erime aralığı yüksek derecelere kayar,ikincisi yağ dayanıklılığı (oksidasyon stabilitesi) artar. Hidrojenleme ekzotermik bir reaksiyondur. Çift bağların doyurulması için gerçekleşen hidrojenasyonda yağın iyot sayısını bir birim düşürmekle serbest bırakılan enerji,yağın spesifik ısısına bağlı olarak,ortamda Hidrojenasyonun ekzotermik oluşundan dolayı bazen ısıtma boruları veya cekete buhar sevki durdurulabilir. Hatta soğuk su sirkülasyonu bile gerekebilir. Hidrojenlemede çift bağlar doyurulduğundan hidrojenlenen yağın iyot sayısı azalır. Bir ton yağın iyot sayısını bir birim düşürmek için 1m3 hidrojen gazına ihtiyaç vardır.

Kuru ve rafine yağ otoklava alınır. Bir kısım yağ da, ısıtmalı karıştırma kazanında katalist ile karıştırıldıktan sonra otoklava alınır. Çalışmanın her kademesinde otoklav içinde veya sistemde patlayıcı karışımların oluşmasını engelleyici tedbirler alınmalıdır. Otoklavda karışım karıştırılırken buhar ile ısıtılır ve 120’ye ulaşınca hidrojen verilir. İstenilen sertleşme derecesine erişilince karışım 100 C’nin altına soğutulur ve süzülür. Süzülen yağda çözünmüş veya dağılmış olarak 10 mg/kg kadar nikel bulunabilir. Son ağartma ile bu miktar 0,1 mg/kg seviyesine düşürülür. Filtre preslerde kalan katalist tekrar kullanılır. Fakat çok fazla tekrar kullanım seçiciliğin azalmasına ve pratik olmayan uzun süzme zamanlarına neden olur. Hidrojenasyon işlemi de Batch veya sürekli sistemlerle yapılabilir.

Bitkisel Yağ Çeşitleri | Organik Yağlar | Orijinal | arifoglu.com

ACI BADEM YAĞI
“Akdeniz ülkelerinin tamamında kültürü yapılan bir bitkidir. Acı badem tohumları dış görünüş bakımından tatlı badem tohumlarından farksızdır. Fark, lezzetinin acı olması ve ezildiğinde özel bir kokunun HCN (hidrosiyanik asit) ortaya çıkmasıdır. ” Sabit yağ, şekerler ve bir glikozit olan amigdalin taşır. ” Haricen masaj şeklinde cilde uygulanır.

ACI ELMA (ADAÇAYI) YAĞI
“Bitkinin yapraklı ve çiçekli dallarından su buharı distilasyonu ile elde edilen bir uçucu yağdır. Sarımsı veya renksiz, özel kokulu ve yakıcı lezzetli bir sıvı olup %60 kadar sineol taşımaktadır. Ayrıca içeriğinde solven, pinen, thujon, borneol, fenolik asit, triterpenler ve flavon türevleri barındırır. Dahilen bir fincan suya 3 damla damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

ANANAS YAĞI
İlk defa Orta Güney Amerika’da yetiştirilen ananas, Avrupa’ya tanıtıldıktan sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Geniş ve silindirik yüzeyli, pürüzlü, kahverengi ve sarı karışımı bir renk taşıyan bol lifli bir tropikal meyvedir. A, B, C, B1 vitaminleri, bromelain, manganez ve protein mayası taşımaktadır. Dahilen bir bardak suya 4-5 damla damlatılarak kullanılır.

ANASON YAĞI
5-6 mm uzunluk ve 1-3 mm genişlikte, armut biçimin, yeşilimsi gri renkli ve üzeri tüylü tanelerdir. Kuvvetli ve özel bir kokuya sahiptir ve baharlı bir lezzeti vardır. Sabit yağ ve uçucu yağ taşmaktadır. Uçucu yağında bilhassa anethol bulunmaktadır. Dahilen bir bardak suya 3-4 damla damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

ARDIÇ YAĞI
Ortaçağ’dan beri kullanılan bir drogdur. 5-8 mm çapında, küre biçiminde ve siyahımsı mor renklidir. Kokusu reçinemsi, tadı ise baharlıdır. Glikozit, sakkaroz, organik asitler, reçineli bileşikler, acı madde ve uçucu yağ taşımaktadır. Dahilen 2-6 damla bir su bardağı suya ve bir adet kesme şekere damlatılarak kullanılır.

ASPİR YAĞI
20-50 cm yükseklikte, sarı çiçekli, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Yapraklar sapsız, kenarları ince dişlidir. Çiçekleri boyar maddeler, meyvesi ise sabit yağ taşımaktadır. CLA (conjugated linoleik asit) maddesi içerir. Omega3, Omega6, Omega9, amino asitler, mineraller, demir, fosfor, kalsiyum, lif, B1, B2,B3, B12, C ve E vitaminleri içerir. Dahilen yarım bardak suya 1 çay kaşığı karıştırılarak tüketilebilir. Haricen masaj şeklinde kullanılır.

AT KESTANESİ YAĞI
10-15 cm uzunluk ve 3-4 cm genişlikte, düz veya hafif oluk biçiminde parçalardır. Kokusuz ve hafif buruk lezzetlidir. Kateşik tanen, saponinler, flavon ve kumarin türevleri, nişasta, şeker, glikozitler ve sabit yağ içermektedir.
Haricen masaj şeklinde uygulanır.

AVOKADO YAĞI
Vatanı Amerika olan bir ağaçtır. Memleketimizde ise Akdeniz bölgesinde bahçelerde yetiştirilir. Avokado meyvesinde sabit yağ ve vitaminler (A, E ve D) bulunmaktadır. Yapraklarında ise tanen bulunmaktadır. Dahilen 3-4 damla bir su bardağı suya karıştırılarak kullanılır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

AYNISAFA YAĞI
Kalendula, bu bitkinin uzun çiçeklenme dönemi sebebiyle calendar (takvime) kelimesine atıfta bulunan Latin kökenli bir sözcüktür. Antik çağlardan beri kullanılan bir drogdur. E vitamini ve alkoloitler içermektedir. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

BADEM YAĞI
Badem ağacı 8 m kadar yükselebilen, dikensiz, pembe veya beyaz çiçekli bir bitkidir. Soluk sarı renkli, hafif kokulu ve ceviz tadında bir sabit yağdır. Magnezyumi Omeda6 yağ asitleri, fosfor, protein, sellüloz, ve e vitamini taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

BİBERİYE YAĞI
2- 3,5 cm uzunluk, 2-4 mm genişlikte, dil biçiminde, alt yüzü açık, üst yüzü koyu yeşil renkli basit yapraklardır. R. Officinalis türünün çiçekli dallarından su buharı distilasyonu ile elde edilen renksiz veya açık sarı renkli, baharlı acı ve serinletici lezzetli, kafur veya ökaliptus esansına benzer kokulu bir sıvıdır. Tanen (%8), acı madde ve uçucu yağ ( %1-2), Sineol (%15-30), Borenol esterleri vs. taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen 2-3 damla bir su bardağı suya damlatılarak kullanılır.

BUĞDAY YAĞI
A, C, E, K B6 ve B12 vitaminleri, demir, çinko, kalsiyum, selenyum, fosfor ve lif içermektedir. Bunun yanında fosfor kadar potasyum açısından oldukça zengindir. Dahilen bir fincana 2-3 damla damlatılarak kullanılabilir ya da direk içilebilir. Haricen kullanımında bölgeye masaj şeklinde kullanılır.

CEVİZ YAĞI
25-30 m yüksekliğe kadar ulaşabilen, kışın yaprak döken, gösterişli bir ağaçtır. Yapraklar tek tüysü, yaprakçıklar tam kenarlı ve kuvvetli kokuludur. Kuzeydoğu ve Doğu Anadolu’da yabani olarak yetiştiği gibi, bahçelerde de yetiştirilmektedir. Drog elde etmek için yapraklar haziran-temmuz aylarında toplanır, havadar ve gölgelik bir yere serilerek kurutulur. Tanen, uçucu yağ ve acı lezzetli bir boyar madde olan juglon taşımaktadır. Bu maddenin redüklenmiş türevi taze yapraklarda glikozit halinde bulunur. Anadolu’da yetişen cevizlerin %70 civarında yağ taşıdığı saptanmıştır. Bu yağ açık sarı renkli ve tatlımsı lezzetlidir. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen bir su bardağı suya 4-5 damla damlatılarak kullanılır.

ÇİLEK YAĞI
Otsu, çok yıllık ve beyaz çiçekli bir bitkidir. Yaprakları saplı ve üç yaprakçıklıdır. Meyveleri kırmızı renkli ve çok tohumludur. Kuzey Anadolu ormanlarının rutubetli bölgelerinde yetişir ve meyveleri için yetiştirilir. Tanen (%10), şekerler ve triterpenler taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

ÇÖREKOTU YAĞI
Türkiye’nin hemen hemen tüm bölgelerinde ve dünyanın birçok ülkesinde yetişen ince yapraklı, yaklaşık 40 cm boylarında otsu tarla bitkisidir. Çörekotu diye kullandığımız küçük siyah tanecikler; bu bitkinin dallarında yetişen kapsül içindeki tohumudur. Çörek otu, %21 protein, %38 karbonhidratlar ve %35 bitkisel yağlardan oluşur. Nigellon, thymoquinon, linoleik asit, oleik asit, palmitik asit, kalsiyum, sodyum, potasyum, demir, çinko, bakır, magnezyum, selenyum, fosfor, A vitaminİ, B vitamini ve C vitamini içerir. Dahilen bir su bardağı suya 8-10 damla damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

ÇUHA ÇİÇEĞİ YAĞI
10-50 cm yükseklikte, yaprakları tabanda rozet şeklinde toplanmış, çiçekleri altın sarısı renkli, çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Bilhassa sulak çayırlarda görülür. Memeleketimizde Doğu Anadolu dağlarında yetişmektedir. Bitki uçucu yağ, saponin glikozitleri ve flavon türevleri taşımaktadır. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

DEFNE YAPRAĞI YAĞI
5-10 cm genişlikte, derimsi, sert kenarı dalgalı ve kısa saplı yapraklıdır. Sarımsı yeşil renkli, özel kokulu ve baharatlı lezzetlidir. Tanen, acı madde ve uçucu yağ (%1-4) taşımaktadır. Uçucu yağ içinde (%35-50) sineol bulunur. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

FESLEĞEN YAĞI
10-40 cm yükseklikte, beyaz veya pembe çiçekli, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Çiçekli ve yapraklı dallardan ibarettir. Yapraklar basit, saplı, 2-6 cm uzunlukta, oval biçiminde, kenarları seyrek dişli, özel kokulu ve baharlı lezzetlidir. İçeriğinde uçucu yağ, estragol, ögenol ve sineol bulunmaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

FINDIK YAĞI
10 m kadar yükseklikte ve kışın yaprağını döken bir ağaççıktır. Yapraklar kısa saplı, tam ve dişli kenarlıdır. Karadeniz bölgesinde 100-1000 m yüksekliklerde bol olarak yetiştirilmektedir. Sabit yağ, protein, şekerler, fosfor ve kalsiyum taşır. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen 1su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır.

GREYFURT YAĞI
Ana vatanı Çin ve Hindistan olarak belirtiliyor. En çok üretildiği ülke ise Amerika Birleşik Devleti’dir. Greyfurt ağacı yapraklarını dökmez, ağacın boyu 6 metreye kadar çıkabilir. Meyvelerinin kabukları turuncu renktedir. Meyveleri dıştan aynı portakala benzer. Fakat iç kısımları portakal gibi turuncu değil kırmızıdır. Meyvelerinin çekirdekli ve çekirdeksiz olanları vardır. Meyve tadı mayhoştur. Greyfurt da turunçgiller ailesinden bir meyvedir. Uçucu yağ, meyva kabuklarından soğuk pres yöntemiyle elde edilir. C vitamini yönünden oldukça zengindir. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen bir fincan suya 3-4 damla damlatılarak kullanılır.

GÜL YAĞI
Çok dikenli, az katmerli ve pembe çiçekli bir bitkidir. Melez bir tür olup hakiki vatanı ve kökeni tam olarak bilinmemektedir. Batı Anadolu bölgesinde gül yağı elde etmek için yetiştirilmektedir. Su buharı distilasyonu ile ortalama olarak 3500-4000 kg çiçekten 1 kg gül yağı elde edilmektedir. Gülyağı, soluk sarı renkli, kendine has hoş kokulu ve keskin lezzetli bir sıvıdır. İçeriğinde kokulu madde olarak bilhassa geraniol ve sitronellol bulunmaktadır. Bunların yanı sıra tanen, feniletil alkol taşımaktadır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır. Dahilen bir su bardağı suya 4-5 damla damlatılarak kullanılır.

HARDAL YAĞI
100-15 cm yükseklikte, sarı çiçekli ve bir yıllık bir bitkidir. Avrupa ve Türkiye’de yetiştirilir. Tohumları 0,5-1 mm çapında, küre biçiminde, esmer kırmızıdan siyahımsı gri arasında değişen renkli tanelerdir. Tam halde kokusuzdur. Ezilince özel hardal kokusu açığa çıkar. Tadı önce yavandır, sonra keskin bir lezzet bırakır. %20-30 sabit yağ, %30 müsilaj, sinigrin ve sinalbin glikozitleri taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

HAŞHAŞ YAĞI
Haşhaş tohumlarının soğukta sıkılması ile elde edilen sabit yağdır. Haşhaş yağı soluk sarı veya altın sarısı renkli, tatlı lezzetli ve kuruyucu bir yağdır. Morfin, kodein, tebain, narsein, narkotin ve papaverin gibi afyon alkoloitleri, rezin, kauçuk, müsilaj, organik asitler ve tuzlar taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

HAVUÇ YAĞI
Havuç kazık köklü, iki yıllık, otsu bir kültür bitkisidir. Yapraklar parçalı, yumuşak ve tüylü. Çiçekler beyaz ve pembe renkli, birçoğu bir aradadır. Meyve uzunca yumurta biçiminde, 2-4 mm uzunlukta, kostaların üzeri dikenlidir. İçinde A, B1, B16, C, D vitaminleri, potasyum, alfapinen, betapinen, gama-terpinen, limonen, kamfen, mirsen, beta bisabolen, geranil asetat, karotenoid ve betakaroten barındırır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI
Anavatanı Fas’tır. Yaprağını dökmeyen bir bitkidir. 10-20 m kadar yükselebilen bir ağaçtır. Laurik asit, miristik asit, kaprik asit, sodyum, potasyum, magnezyum, demir, fosfor, A, B, C vitaminleri taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen 1 çay kaşığı tüketilebilir.

ISIRGAN TOHUMU YAĞI
Dioscorides döneminden beri tedavide kullanılan bir drogdur. 30-100 cm yükseklikte, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Yapraklar dişli kenarlı ve saplı. Dişi çiçekler 1-1,5 cm çapında, küremsi şekilli ve uzun saplı durumlar meydana getirir. Türkiye’de oldukça yaygın bir bitkidir. Yol ve duvar kenarlarında ve bahçelerde yetişir. Sabit yağ, müsilaj, potasyum tuzları, organik asitler (formik asit), histamin, asetilkolin ve Cvitamini taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

ITIR YAĞI
Bilhassa Hindistan ve Kuzey Afrika’da yetiştirilmektedir. Uçucu yağ su buharı distilasyonu ile elde edilir. Renksiz ve kuvvetli gül kokulu bir sıvıdır. Geraniol, citronellol ve feniletil alkol içermektedir. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

KABAK ÇEKİRDEĞİ YAĞI
18-20 mm uzunluk ve 8-12 mm genişlikte, beyaz ve sert kabuklu, oval biçimli tanelerdir. Kabak çekirdeğinin iç kısmında rezin, sabit yağ (%45-50), steroller ve etkili madde olarak kukurbitin isimli bir aminoasit bulunmaktadır. Bu bileşiğin miktarı, türe ve varyeteye bağlı olarak, %0,5-2 arasında değişmektedir. Dahilen bir fincan suya 3-4 damla damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

KAKAO YAĞI
Kakao ağacı 10-15 m yükseklikte bir bitkidir. Vatanı Orta Amerika olmakla beraber halen Brezilya ve Batı Afrika ülkelerinde yetiştirilmektedir. Meyve küçük bir top atan kavunu biçiminde olup ağacın ana gövdesi üzerinde meydana gelir.20-25 adet tohum taşır. Tohumlar 2-3 cm uzunluk ve 1,5 cm kadar genişlikte ve kestane renklidir. Sabit yağ, tanen, nişasta, şekerler, teobromin ve kafein taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır.

KAKULE YAĞI
Güney Hindistan’ın bataklık ormanlarında yabani olarak yetişir veya Malabar bölgesinde yetiştirilir. 10-20 mm uzunlukta, boyuna çizgili, soluk sarı, soluk yeşil veya kirli beyaz renkli, 3 gözlü bir kapsüldür. Her bir gözde 5-7 adet tohum bulunmaktadır. Tohumlar böbrek biçiminde, köşeli, buruşuk yüzlü, kırmızımtırak esmer renkli, kuvvetli hoş kokulu ve baharlı bir lezzetlidir. Rezin, sabit yağ, uçucu yağ, terpineol, terpinilasetat ve sineol içermektedir. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

SARI KANTARON YAĞI
30-80 cm yükseklikte, tüysüz, çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Yapraklar karşılıklı ve sapsız. Çiçekler parlak sarı renkli, dalların ucunda ve 5 parçalıdır. Avrupa ve Anadolu’da yaygın bir türdür. Yapraklar ışığa karşı tutulduğunda, yağ guddeleri, parlak noktacıklar halinde kolaylıkla görülür. Bitkiye ‘Binbirdelik otu’ denmesi bu özellikten ileri gelmektedir. Tanen, uçucu yağ, flavon türevleri ve hipericin taşımaktadır. Dahilen bir su bardağı suya 4-5 damla damlatılarak kullanılır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

KARABAŞ YAĞI
Karabaş otu bitkisinin toprak üstü kısımlarından su buharı distilasyonu ile elde edilen bir uçucu yağdır. Kafur kokulu, yakıcı lezzetli ve açık sarı renkli bir sıvıdır. Kafur, fenkon, borneol, terpinol, sineol gibi bileşikler taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

KARABİBER YAĞI
Vatanı Hindistan’dır. Doğu Hint adalarında geniş mikyasta yetişmektedir. 4-6 mm çapında, küremsi şekilli, üzeri buruşuk ve siyahımsı renkli tanelerdir. Kokusu özel ve aksırtıcı, tadı yakıcı ve acıdır. Nişasta, uçucu yağ (%1-2) ve rezin (%10) taşımaktadır. Yakıcı lezzeti rezin içerisinde bulunan bileşiklerden en mühimi olan piperin maddesinden dolayı ileri gelmektedir. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

KARANFİL YAĞI
10-20 m yüksekliğinde kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaçtır. Vatanı Molluk adaları olup bugün bilhassa Zengibar ve civar adalarda yetiştirilmekte ve üretimin büyük bir kısmı bu bölgeden elde edilmektedir. 10-17 mm uzunlukta, siyahımtırak renkli, çivi biçiminde bir çiçek tomurcuğudur. Kuvvetli kokulu, yakıcı ve baharlı lezzetlidir. Uçucu yağ,sabit yağ, tanen ve ögenol taşımaktadır. Dahilen 1-2 damla suya damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

KAYISI YAĞI
3-15 m yükseklikte yatık dallı bir ağaçtır. Yapraklar basit, saplı, dişli kenarlı ve sivri uçludur. Meyve olgunlukta turuncu renkli, üzeri hafif tüylü ve tatlı lezzetlidir. Tek bir tohum taşır. Tohum acı lezzetli ve özel kokuludur. Uçucu yağ, benzaldehid, amigdalin, A, D, E, K vitaminleri, Kalsiyum, Magnezyum, Selenyum ve gamma linolenik asit (GLA) taşımaktadır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

KEKİK YAĞI
Pembe veya beyaz çiçekli, küçük yapraklı, kuvvetli kokulu, çok yıllık bir bitkidir. Kurak tepe ve sırtlarda kümeler halinde bulunur. Uçucu yağ, acı madde, tanen, karvakrol ve timol taşımaktadır. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

KETEN TOHUMU YAĞI
Mavi çiçekli ve bir yıllık bir kültür bitkisidir. 4-6 mm uzunlukta, yumurta biçiminde, yassı, parlak, kırmızımtırak esmer renkli, kokusuz ve yağlı lezzetli tohumlardır. Müsilaj, sabit yağ ve bir glikozit olan linamarin taşımaktadır. Dahilen bir su bardağı suya 4-5 damla damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

KİMYON YAĞI
50 cm kadar yükseklikte, beyaz veya pembe çiçekli, parçalı yapraklı, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Vatanı Mısır’dır. Sabit yağ, uçucu yağ, rezin ve kuminal taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır.

KİŞNİŞ YAĞI
20-60 cm yükseklikte, tüysüz ve bir yıllık otsu bir bitkidir. Yapraklar parçalı, çiçekler beyaz veya pembe renklidir. Bütün bitki özel bir kokuya sahiptir. Anadolu’da yabani olarak rastlandığı gibi, meyveleri için ekimi de yapılmaktadır. Uçucu yağ, tanen, rezin ve şekerler taşımaktadır. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır.

KUŞBURNU YAĞI
1-2,5 cm uzunlukta, yumurtamsı biçimli, turuncu kırmızı veya kırmızı renkli taneler halindedir. İçinde beyaz renkli, üzeri tüylüi çekirdekler bulunur. Sonbaharda olgunlaşır. Şekerler, organik asitler, tanen, A vitamini, B vitamini ve C vitamini taşımaktadır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

LAHANA YAĞI
Tüysüz, iki veya çok yıllık, sarı çiçekli ve otsu bir bitkidir. Batı Akdeniz’in sahil bölgelerinde yabani olarak yetişir. Birçok kültür varyetesi ve formu sebze olarak yetiştirilmektedir. Mineral, magnezyum, potasyum, kalsiyum, bakır, demir, kükürt, azotlu bileşikler, yağlar, karbonhidratlar, A, B ve C vitaminleri içerir. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

LAVANTA YAĞI
Çiçeklerin tam açılmadan önce (tomurcuk halinde) toplanması gerekir. Bu tür 100 cm kadar yükseklikte, çalı görünüşünde, yapraklar gümüşi, çiçekleri ise koyu mor renkli bir bitkidir. Akdeniz Bölgesi ülkeleri ve Türkiye’de süs bitkisi olarak yetiştirilir. Lavanta doymamış yağlar açısından çok zengindir. A ve C vitaminleri, protein, kalsiyum ve demir içermektedir. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

LİMON YAĞI
Limon ağacı 3-5 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, beyaz çiçekli bir ağaçtır. Vatanı Hindistan olup bugün bütün Akdeniz Ülkerlerinde yetişmektedir. Limon yağı taze limon kabuklarının sıkılmasıyla elde edilir. Kokusu özel ve kuvvetli, tadı aromatik ve acıdır. %90 kadar limonen ve %4-5 arasında citral bulunur. Bunların yanı sıra organik asitler, pektin, şekerler, sitrik asit, flavon türevleri ve yüksek oranda C vitamini içermektedir. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

MELİSA YAĞI
20-150 cm yükseklikte, tüylü, çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Yapraklar basit, saplı ve dişli kenarlıdır. Çiçekler beyaz sarımsı veya kırmızımtırak renklidir. Limon kokusunu anımsatan bir koku ve baharlı bir lezzete sahiptir. Tanen, uçucu yağ, sitral, sitronellal, sitronellol ve linalol içermektedir. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

MERSİN YAĞI
Yaş yapraklardan su buharı distilasyonu ile elde edilen bir yağdır. Hemen hemen renksiz, akıcı, özel kokulu ve yakıcı lezzetlidir. Yaklaşık olarak 100kg yapraktan 300 gr yağ elde edilir. Mirtenol, terpenler ve sineol taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır.

NANE YAĞI
30-90 cm yükseklikte, kuvvetli kokulu, hemen hemen tüysüz, gövde ve dalları genellikle kırmızımtırak renkli, çok yıllık otsu bir bitkidir. Çiçekler erguvani renkte olup dalların ucunda birçoğu bir arada toplanmıştır. Rezin, tanen, terpenler, karvon, limonen, serbest ve ester halinde mentol, menton ve mentofuran içermektedir. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen bir su bardağı suya 3-4 damla damlatılarak kullanılmaktadır.

NAR ÇEKİRDEĞİ YAĞI
Dikenli bir çalı veya dikensiz küçük bir ağaç halindedir. Yapraklar basit ve tam. Çiçekler koyu kırmızı veya nadiren beyaz renkli. Meyve 5-8 cm çapında, küremsi şekilli ve üzeri kırmızımtırak sarı renkli kabukludur. B, K ve C vitaminleri, potasyum ve demir, polifenoller, flavonoidler, fitoöstrojenler ve punisik asit içermektedir. Dahilen bir su bardağı suya 4-5 damla damlatılarak kullanılır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

OKALİPTUS YAĞI
Vatanı Avustralya olan büyük bir ağaçtır. 15-30 cm uzunluk ve 2,5 cm genişlikte, tam kenarlı, orak biçimde ve sarımsı yeşil yapraklıdır. Kafura benzer kokulu, baharlı ve acımsı lezzetlidir. Tanen, acı madde, rezin, okaliptol (sineol) taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde kullanılır. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır.

PAPATYA YAĞI
20-50 cm yükseklikte, çok dallı, yaprakları parçalı, tüysüz, çiçekleri küçük ve bir yıllık otsu bir bitkidir. Türkiye’de yol kenarları ve boş tarlalarda bol miktarda yetişmektedir. Rezin, acı madde, flavonlar, kumarin, chamazulen, bisabolol, bisaboloksit, bisabolonoksit, organik asitler ve glikozitler taşımaktadır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

PORTAKAL YAĞI
Turunçgiller familyasından bir ağaçtır. Yaklaşık 10 metreye kadar boylanabilenleri vardır. Yaprakları sert, dayanıklı ve düz kenarlıdır. Kabuğunun altında sarımtırak, bazılarında ise kırmızı renkte sulu ve dilimli bir öz bulunur. İçeriğinde güçlü bir C vitamini olması dışında B, E ve P vitaminleri aynı zamanda magnezyum, bakır, potasyum, çinko, fosfor, demir ve proteinde barındırır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

REZENE YAĞI
6-10 mm uzunlukta ve 1,5-4 mm genişlikte, silindir biçiminde, çok defa biraz kıvrık, tüysüz, genellikle saplı, esmerimsi yeşil veya yeşilimsi sarı renkli tanelerdir. Baharlı kokulu ve hafif yakıcı lezzetlidir. Sabit yağ, uçucu yağ, potasyum, anethol, fenchon, metilkavikollar, flavonlar ve cumarinler barındırır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır. Dahilen bir su bardağı suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır.

SARIMSAK YAĞI
25-100 cm yükseklikte, yeşilimsi beyaz veya pembe çiçekli, otsu bir kültür bitkisidir. Nadir olarak tohum bağlar. Bu nedenle soğancık (diş) ları ile üretilir. Soğancıkların hepsi bir arada bir kabuk tarafından sarılmışlardır. Çok kuvvetli ve keskin bir kokusu ve yakıcı bir lezzeti vardır. Sakkaroz, glikoz, A, B, C vitaminleri, alil disülfür, alliin ve allicin taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

SUSAM YAĞI
Vatanı Hindistan olmakla beraber Asya, Avrupa ve Türkiye’de çok eski devirlerden beri yetiştirilmektedir. Tohumlardan %50 civarında susam yağı elde edilmektedir. Soluk sarı renkli, hemen hemen kokusuz, alkolde az, eter ve petrol eterinde kolaylıkla çözünen bir sıvıdır. Oleik, stearik, palmitik, linoleik ve miristik asitler, Omega6, Omega9, E, A ve B kompleks vitaminleri, bakır, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve çinko taşır. Haricen masaj şeklinde uygulanır. Dahilen bir su bardağı suya 3-4 damla damlatılarak kullanılır.

ŞEFTALİ YAĞI
Şeftali ağacı 8-10 m yükseklikte, pembe çiçekli bir ağaççıktır. Bir çok kültür çeşidi Türkiye’de yetiştirilmektedir. Sabit yağ, amygdalin (siyanogenetik glikozit),potasyum, boron, betakaroten, Vitamin E, A, C ve B15 taşımaktadır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

TARÇIN YAĞI
Bitkinin kabuklarından su buharı distilasyonu ile elde edilen bir uçucu yağdır. Kabuklar genç dallardan elde edilir. Dış kısmı soyulduktan sonra güneşte kurutulur. Baharlı lezzetli ve keskin kokuludur. Tanen, uçucu yağ, sinnamik aldehit ve ögenol içermektedir. Haricen masaj ieklinde uygulanır.

ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ YAĞI
Üzüm çekirdeği yağı, “Vitis vinifera” üzümlerinin çeşitli tohumlarından çıkarılan tatlı ve ceviz aromalı bir yağdır. Bu yağ genellikle şarap yapımında kullanılan soğuk-presleme yöntemiyle üzüm çekirdeklerinden elde edilir. Üzüm Asya kökenlidir ve 1600’ler civarında Avrupa ve Kuzey Amerika’ya tanıtıldığı düşünülüyor. Üzüm çekirdeği yağı büyük oranda(%72) oranında Linoleik asitten oluşmuştur. Bundan başka E vitamini, Oleik asit(%16), Palmitik asit(%7),Heksadekanoik asit% 7, Stearik asit(% 4) az miktarda ise Alfa-linolenik asit ve Palmitoleik Asit’ten oluşmuştur. Dahilen bir su bardağı suya 4-5 damla damlatılarak kullanılır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

VANİLYA YAĞI
15-25 cm uzunluk, 5-10 mm genişlikte, yassı, iki uca doğru incelmiş, parlak siyahımsı renkli ve üzerinde vanillin kristalleri görülen meyvelerdir. Kokusu özel ve kuvvetli, tadı acıdır. Sabit yağ, rezin ve vanillin taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

YOSUN YAĞI
İçerisin de bol miktarda mineraller, kalsiyum, magnezyum, çinko, A, B ve E vitamini barındırır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

ZAMBAK YAĞI
90-100 cm yükseklikte, beyaz çiçekli ve çok yıllık bir bitkidir. Çiçekler kuvvetli kokulu, soğan ise sarımsı beyaz renklidir. Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirildiği gibi Batı Anadolu’da yabani olarak yetişir. Taşlık ve kayalık yerleri sever. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

ZENCEFİL YAĞI
100 cm kadar yükseklikte, kamış görünüşünde, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Yapraklar mızrak biçiminde, sivri uçlu, tarçın kokulu. Çiçekler birçoğu bir arada ve sarı renkli. Kokusu kuvvetli ve hoş, tadı ise acıdır. Nişasta, rezin ve uçucu yağ taşımaktadır. Haricen masaj şeklinde uygulanır.

ZEYTİNYAĞI
Yapraklar 4 cm’ den daha kısa, meyve 15 mm büyüklüğünde, alt dallar dikenlidir. Ege ve Akdeniz bölgesinde yabani olarak yetişmektedir. Oleik asit gliseritleri, fitosterol, organik asitler, rezin, tanen, A ve E vitaminleri taşımaktadır. Dahilen bir su bardağı suya 5-6 damla damlatılarak kullanılır. Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.

Ayçiçek yağı

Ayçiçek yağı ayçiçeği bitkisinin çekirdeklerinden diğer bir deyişle tohumlarından elde edilen açık sarı renkli ve hafif tadı olan bitkisel bir yağdır. Yapısında bol miktarda doymamış yağ asitlerini barındırır ve genel itibarıyla besin amaçlı kullanılır. Bunun yanında Biyodizel yapımında ve ilaç sanayinde kullanılmaktadır. Ayçiçek yağı dünyada en çok üretilen dört bitkisel yağdan birisidir.

Özellikler[değiştir | kaynağı değiştir]

Soğuk presleme yöntemiyle elde edilmiş ayçiçek yağı genel itibarıyla açık sarı renginde olur. Bunun yanında sıcak presleme yoluyla elde edilmişi ise kırmızımsı renkte olur. Preslemeden sonra uygulanan Ekstraksiyon ve arıtma işlemlerin uygulanmasıyla yağın rengi tekrar sarımsı ve açık bir rengi alır. Ayçiçek yağı neredeyse kokusuzdur. Eğer iyi bir şekilde koklanırsa hafif aromatik yağ kokusu ya da daha çok fıstık fındık kokusuna benzeyen bir kokuya sahip olduğu görülür. Tadıysa genel itibarıyla hafiftir.

Kimyevi İhtivası[değiştir | kaynağı değiştir]

Ayçiçek yağının içinde bulunan yağ asitleri genel itibarıyla tohumdan tohuma değişiklik göstermektedir. Geleneksel tohumlarda elde edilmiş olan yağın yapısında % 48 -74 arasında doymamış yağ asitlerinin ihtiva eder. Yalnız buradaki tekli veya çoklu doymamış yağ asitleri mahsulden mahsule farklı oranlarda olabilmektedir.

Bunun yanında ‘’Yüksek oleik ayçiçeği’’ denilen ayçiçeklerin çekirdeklerinden elde edilmiş yağın yapısında doymamış yağ asitlerin oranı geleneksel ayçiçeğinden elde edilmiş yağın oranına göre daha düşüktü. Yüksek oleik ayçiçeğinden elde edilmiş yağın %10 civarında doymamış yağ asiti bulunmaktadır. Bununla sıcağa karşı dayanıklılığı artmaktadır.

Genel itibarıyla bitkisel yağların yağ asitleri büyük oranda Trigliserit’e bağlanmış Gliserin’den oluşmaktadır. Ayçiçek yağının yapısındaki serbest yağ asitlerinin miktarı %1,8’in altındadır. Buna karşılık yapısında yüksek oranda E Vitamini bulunmaktadır. Bu özelliğinden dolayı depolama için daha elverişli bir hale almaktadır.

Hikayesi

Ayçiçek yağının kullanılması bundan 300-400 yıl öncesine kadar Kuzey Amerikalılar’a dayanmaktadır. Tahminlere göre ayçiçeğinin Avrupa’ya gelmesi İspanyolların aracılığıyla olmuştur. İspanyollar yağı İtalya’ya Almanya’ya ve Fransa’ya getirmişlerdir. Bu ülkeler bitkiyle çok tanışmış olmalarına rağmen günümüzde dünyada ayçiçek yağı üretiminin başını Rusya çekmektedir. Bunu ikinci sırada Avrupa Birliği ülkeleri takip etmektedir. Diğer iki önemli üreticide Arjantin ve Ukrayna’dır. Yapılan tahminlere göre dünyada 11,5 Milyon ton (2008/2009) ayçiçek yağı üretimi yapılmaktadır.[4]

Üretimi ve Depolanması

Ayçiçek yağı elde etmek için öncelikle olgunlaşmış bitkinin çekirdekleri alınır. Daha sonra bu tohumlar soyulur ve öğütülür. Bu işlemlerden sonra birçok bitkisel yağdan yağ elde etme biçimi olan soğuk presleme yöntemi kullanılır. Burada soyulmuş ve öğütülmüş çekirdeklerden yağ elde edilir. Bunun yanında büyük fabrikalarda genel itibarıyla sıcak presleme yöntemi kullanılır. Yalnız bu yöntemin kullanıldığı yerlerde yağı istenmeyen parçacıklardan temizlemek için ekstra arıtma işleminden geçirilir.

Üretilen yağlar satışa sunulmadan önce depolanmaktadırlar. Bu işlem sırasında bazı şartlara dikkat etmek gerekmektedir. Bitkisel yağlar genel itibarıyla 20 °C’in altındaki sıcaklıklarda ve güneş ışığına direkt maruz kalmayacak şekilde depolanmalıdır. Ayçiçek yağı bu şartlar sağlandığı zaman en fazla 12 ay bozulma olmadan depolanabilir.

Kullanım Alanları

Mutfakta vazgeçilemez yemeklik bir yağ olarak kullanılmasının yanı sıra ilaç sanayinde ve endüstriyel amaçlar içinde kullanılmaktadır. Bitkisel yağlar genel itibarıyla yemeksel yağların en değerlileridir. Çünkü hem pişirmek için kullanıla bildiği gibi bazı pişirilmeyen yiyeceklerin tadını artırmak için de kullanılmaktadır. Örneğin salatada, tatlı yapımında, soslarda, kızartmalarda ve daha sayamadığımız birçok yiyeceğin yapım ya da sunum esansında bitkisel yağlar bir numaralı tercih olarak yerini almaktadır. Yüksek oleik ayçiçeğinden elde edilmiş yağlar yüksek sıcaklıklara daha dayanıklı olduklarından, genel itibarıyla kızartmalarda tercih edilmektedir.

Endüstriyel alanda ise daha çok boya sanayisinde kullanılmaktadır. Bunlara evlerimizi boyalamak için kullanılan yağlı boyaları ve sanatçıların resim çizmek için kullandıkları boyaları örnek olarak verebiliriz. Bunun yanında deri endüstrisinde ve gıda sanayisinde de kullanılmaktadır. Bu saydığımız kullanım alanların dışında bazı Avrupa birliği ülkelerinde ekolojik yakıt olarak da kullanılmaktadır. Avrupa’da 2007 yılında üretilen ayçiçek yağının %10’na yakını ekolojik yakıt olarak araçlarda kullanılmıştır.

Yorum Yaz