İsrail nasıl kuruldu ve nasıl bu hale geldi?
Bugünlerde birçok kişinin dikkatini çeken israil nasıl olduda daha kurulalı 60 yıl bile olmadan yüzlerce yıllık devletlerin yapamadığını yapabiliyor, yada bu gücü kimden alıyor sorusudur şüphesiz. Bunu anlamak için israil tarihini ve insanlığa bakışaçısını bilmemiz gerek.
İsrail, ya da resmî adıyla İsrail Devleti Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği yerde bulunan bir devlettir. Coğrafi olarak, Asya kıtasında bulunmaktadır; batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneyinde ise Mısır ve Kızıldeniz ile çevrilidir. Başkenti Telaviv dir.Bu durum BM tarafından tanınmamaktadır. İsrail, nüfusunun çoğunluğu Yahudi olan tek devlettir.
Uzun ve dar bir şekile sahip olan İsrail, 470 km uzunluğunda olup, en geniş bölgesi yaklaşık 135 km’dir. Sınırları ve ateşkes hatları içerisinde kalan toplam yüzölçümü 27.817 km²’dir. İsrail, yaklaşık 7.282.000′luk nüfusuyla, çeşitli din, kültür ve sosyal geleneklere sahip insanları bir araya getirmiştir. Para birimi Yeni İsrail Şekeli’dir. Buraya kadar olan kısım teknik bilgiydi. Birde tarihi bilgilere bir gözatalım.
Filistin topraklarında 58 yıl önce kurulan İsrail, o günden beri hep yaptığı vahşetle ve işlediği katliam suçlarıyla ön planda oldu. Defalarca komşularıyla savaşa girişen ve hala da Filistin`i işgal altında tutan İsrail`in kurulduğu günden beri geçirdiği evreler, gelecekte meydana gelebilecek gelişmeler için bir ipucu niteliğinde. 58 yıllık İsrail tarihinden satır başları: * 1947 – 29 Aralık: BM, Filistin topraklarını parçalayarak bir Yahudi bir de Arap devleti kurulması planını kabul etti. BM planına göre Kudüs, uluslararası yönetim tarafından yönetilecekti. * 1948 – 14 Mayıs: Filistin`deki İşgalci İngiliz manda yönetiminin sona ermesi üzerine buraya göç ettirilerek kalıcı olarak yerleştirilen Yahudiler, İsrail adını verdikleri bir devleti kurduklarını ilan ettiler. Araplar Filistin topraklarının parçalanması planını kabul etmediler ve bir gün sonra da Arap-İsrail savaşı başladı. Savaş 1949`da sona erdi. * 1956 – Ekim: Mısır`ın Süveyş kanalını millileştirmesinden 3 ay sonra ikinci Arap-İsrail savaşı başladı. Yılın sonuna doğru İsrail, Sina`yı boşaltmaya başladı ve 1949 sınırlarına döndü. * 1967 – 5 Haziran: 3. Arap-İsrail savaşı patlak verdi. `6 gün savaşları` olarak bilinen savaşta İsrail, Sina, Gazze Şeridi, Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri`ni işgal etti. * 1973 – 6 Ekim: Yahudiliğin en kutsal günü olan Kefaret Günü`nde 4. Arap-İsrail savaşı başladı. * 1977 – 19 Kasım: Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat, İsrail`i ziyaret eden ilk Arap lider oldu. Sedat, İsrail Parlamentosu`nda yaptığı konuşmada `derhal kalıcı barış` çağrısında bulundu. * 1979 – 26 Mayıs: Camp David anlaşmasından 6 ay sonra İsrail ve Mısır barış anlaşması imzaladı. Anlaşmaya Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menachem Begin imza koydu. * 1980 – 30 Temmuz: İsrail Parlamentosu, Kudüs`ü ilelebet başkent olarak ilan etti. * 1981 – 14 Aralık: `6 gün savaşları`nda Golan Tepeleri`ni Suriye`den alan İsrail 14 yıl sonra burayı ilhak ettiğini bildirdi. İsrail`in bu kararı uluslararası toplum tarafından kabul edilmedi. * 1982 – 25 Nisan: İsrail, Sina yarımadasını Mısır`a geri verdi. * 6 Haziran: İsrail ordusu, Lübnan`a girdi. İsrail ordusu başkent Beyrut`ta bulunan Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat`ın karargahını 88 gün süreyle kuşattı. Arafat ve örgütü Tunus`a taşınmak zorunda kaldı. * 1987 – 9 Aralık: İşgal topraklarında Filistinlilerin ilk intifadası başladı. * 1993 – 13 Eylül: Oslo`da 6 ay süren gizli pazarlıklar sonucu İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü(FKÖ) Washington`da anlaşmaya vardılar. Anlaşma gereğince İsrail, 5 yıl içinde kurulacak olan geçici Filistin Özerk Yönetimi`ni tanıyacaktı. İsrail Başbakanı Yitzak Rabin ve Filistin lideri Yaser Arafat el sıkıştılar. * 1995 – 28 Eylül: İsrail ve FKÖ Washington`da ikinci kez anlaşma imzaladılar. Buna göre Filistin Özerk Yönetimi Batı Şeria`nın bir bölümünü de kapsayacaktı. * 4 Kasım: Yitzak Rabin, fanatik bir Yahudi tarafından öldürüldü. * 1998 – 23 Ekim: ABD`nin inisiyatifi sonucu İsrail`in Batı Şeria`dan 3 safhada kısmen çekilmesi kararı alındı. * 2000 – 24 Mayıs: İsrail Güney Lübnan`daki 22 yıllık işgaline son verdi. * 28 Eylül: Muhalefet lideri Ariel Şaron`un Müslümanların en kutsal mekanlarından Mescid-i Aksa`nın da içinde yer aldığı Harem`üş Şerif`e girmesi sonucu Filistinlilerin 2. İntifada`sı başladı. * 2001 – 6 Şubat: Şaron Başbakan olarak seçildi. * 3 Aralık: Gazze`yi kuşatan İsrail ordusu, Yaser Arafat`ın karargahını yerle bir etti. Arafat, Ramallah`taki karargahına hapsedildi. * 2002 – 16 Haziran: İsrail güvenlik gerekçesiyle Batı Şeria ile arasında duvar örmeye başladı. * 2003 – 25 Mayıs: İsrail `Yol Haritası` adı verilen uluslararası barış planını kabul ettiğini bildirdi. Yol Haritası`na göre 2005`e kadar Filistin devleti kurulmuş olacaktı. * 2004 – 26 Ekim: İsrail Parlamentosu, İsrail`in Gazze`den çekilmesi planını kabul etti. * 11 Kasım: Filistin direniş lideri Arafat Paris`teki askeri hastanede hayata veda etti.
* 2005 – 8 Şubat: Şaron ve Mahmud Abbas Mısır`da bir araya gelerek ateşkes anlaşması imzaladılar. * 12 Eylül: Gazze Şeridi`ndeki 38 yıllık İsrail işgali son buldu. * 21 Aralık: Ariel Şaron Likud partisinden ayrılarak Kadima partisini kurdu. * 2006 – 4 Ocak: Kasap Ariel Şaron beyin kanamsı geçirerek komaya girdi. Ehud Olmert, Başbakan Şaron`un tüm yetkilerini üstlendi. * 25 Ocak: Hamas, Filistin seçimlerini kazandı.
* 9 Mart: Ehud Olmert, 4 yıl içinde İsrail`in kalıcı sınırlarının belirleneceğini bildirdi.
israil-haritasi2
İsrail Tarzi Terör
… 80-100 kadar erkek, kadin ve çocuk öldürülmüstü. Çocuklari kafalarina sopalarla vurarak öldürdüler. Her evden en az bir kisinin canina kiyildi. Köylerde erkek ve kadinlar yiyecek ve su verilmeksizin evlere kapatildilar. Sonra da sabotajcilar gelip evleri havaya uçurdu. Bir kumandan, bir ere emir vererek, havaya uçurmak istedigi bir evin içine 2 kadin kapatmasini söyledi. Bu arada bir asker, öldürmeden önce bir Arap kadinin irzina geçtigini anlatti. Yeni dogmus bir çocugu olan Arap kadinina birkaç gün süreyle etraf temizlettirildikten sonra kadin ve çocuk öldürüldü. ‘Harika bir adam’ diye nitelenen iyi yetistirilmis, iyi bir egitim görmüs kumandanlar, asagilik katiller haline gelmisti. Hem de gelisen korkunç olaylarin içinde ister istemez bu duruma düsmüs degillerdi. Aksine soykirimi ve yoketme metodlarini bilinçlice kullaniyorlardi. Onlara göre dünyada ne kadar az Arap kalirsa, o kadar iyiydi…
Üstteki satirlar, Israil’in Davar gazetesinin 9 Haziran 1979 tarihli sayisinda yayinlandi. Yazilanlar, 1948′de Dueima adli Filistin köyünün ele geçirilmesi sirasinda yapilanlara taniklik eden Israilli bir askerin katliam hatiralariydi.
Önemli olan bu satirlarda anlatilanlarin, istisnai bir terör eylemini degil, Israil’in kutsal terörünün siradan bir örnegini tarif etmesidir. Bir diger “siradan örnek”, Israillilerin devlet kurduklari yilda, 1948′de Deir Yassin köyündeki Arap halka giristikleri katliamdir. Menahem Begin’in yönettigi Irgun ve Stern teröristleri, Kudüs yakinlarindaki Deir Yassin köyüne düzenledikleri baskin sirasinda, hamile kadinlarin ve çocuklarin da dahil oldugu 280 kadar Arap köylüsünü önce sokaklarda dolastirdiktan sonra kursuna dizmislerdir. Ancak bir de önemli “detaylar” vardir: Öldürülen genç kizlarin çogunun irzina geçilmis, erkeklerin cinsel organlari koparilmistir. Siyonistler bazi kurbanlari öldürmek için biçak kullanmislardir. Raporlarda “ortadan ikiye biçilen” küçük bir kiz çocugundan da söz edilmektedir.(2)
Bu sekilde alti ay içinde Arap köylerine düzenlenen sayisiz baskinlarla 400 bine yakin Arap, yurdunu terketmek zorunda kaldi. Deir Yassin Katliami bu baskinlarin sadece birisiydi. Israilliler’in yillar içinde terör yoluyla bosalttiklari köy sayisi, Israil’in az sayidaki “muhalif” seslerinden biri olan Israel Shahak’in tespit ettigi rakama göre, 385′tir. Bu köylerde yasayanlarin içinde korku yöntemiyle kaçirilanlarin yaninda, Deir Yassin’le ayni kadere ugrayanlar da vardir.
Israil’in terörü, ilerleyen yillarda da kan dökmeye devam etmistir. Kibya ya da Sabra Satilla katliamlari, yine buzdaginin görünen kisimlaridir. Israilliler çogu kez bu açik eylemleri bile üstlenmemeye çalismislardir. Örnegin Israil’in 1982 yazindaki Lübnan’i isgali sirasinda Sabra ve Satilla mülteci kamplarinda öldürülen 1.500′ün üstündeki Filistinli’ler hakkinda Begin “yahudi olmayanlar, yahudi olmayanlari öldürdü, bize ne!” demisti. Oysa kisa süre sonra katliami gerçeklestiren Falanjistlerin Israil subaylarinin komutasinda oldugu ve Israil ordusunca silahlandirildiklari ortaya çikti.