Ana Sayfa TELEVİZYONCehaletle ile savaşılır mı?

Cehaletle ile savaşılır mı?

Osmanlı tek adam rejimiydi; Padişah ne derse o…

Tıpkı bugün değil mi? Cumhurbaşkanı ne derse o…

Osmanlı halkı vatandaşlık haklarına sahip değildi. Padişahın tebaası idi.

Matbaa Osmanlı Devleti’ne Avrupa’dan 272 yıl sonra 1727’de geldi.

Padişah efendimiz hazretleri (!) halk okumasın, aydınlanmasın, cahil kalsın, savaşsın işgal edilen ülkelerdeki halkların servetlerini saraya ganimet getirsin istiyordu.

Matbaa da neydi? Okuyup aydınlanacaklar saraya itaat etmeyip hak arayacaklardı.

Osmanlı matbaayı bu yüzden yasakladı millet kara cahil kaldı.

AKP iktidarı ne yaptı?

Gazete ve kitaplarda kullanılacak kağıtları üreten SEKA fabrikalarını kapattı.

On yıllarca iktidarların, “Halk okusun, öğrensin, aydınlansın” gerekçesiyle SEKA’ya ucuz kağıt üretmesi için verdiği mali destek AKP iktidarında sonlandırıldı.

Erdoğan hedefi şöyle açıkladı:

Dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz…

Osmanlı’nın yasaklarını da hatırlatayım ki AKP iktidarıyla Diyanet’in kulakları çınlasın:

II. Selim dönemi (1566-1574)

Eyüp’teki kaymakçı dükkânları kadınların erkeklerle buluşmalarına veya tanışmalarına olanak sağlayınca, o zamanın din hocaları bu durumu “kıyametin yaklaştığı” ve “dinin elden gittiği” şeklinde yorumladılar.

1573 yılında kadınların kaymakçı dükkânlarına girişleri yasaklandı.

III. Murad dönemi (1574-1595)

Kadın ve erkeklerin bir arada kayığa binme yasağı 1580’den başlayıp 1918’e dek sürdü. Kadınlarla erkeklerin Haliç ve Boğaziçi iskelelerinde dolmuş görevi yapan kayıklarda bile bir arada bulunmaları yasaklandı.

IV. Murad dönemi (1623-1640)

Fenersiz dışarı çıkma yasağı konuldu. Kıyafet değiştirerek yatsıdan sonra sokakları gezen IV. Murad, fenersiz gezenlerle karşılaştığında ceza olarak onları öldürtüyordu. Camiden geç saatte çıkıp fenersiz bir şekilde evine giden bir imam çocuğunu da yakalatıp öldürttü.

Osmanlı’daki dinî ve siyasi bir hareket olan Kadızadeliler, “tütün ve kahve haram” dediler.

Şeyhülislam Ahizade Hüseyin Efendi, “Tütün içenlerin katli vaciptir” diye fetva verdi. IV. Murad tütün ve kahve yasağı koydu.

Padişah kıyafet değiştirerek şehir ve köyleri dolaşıp, tütün veya kahve içenleri tespit ettiğinde onları öldürttü.

İstanbul’da çıkan büyük yangın; IV. Murad’ın bu yasağı uygulamaya yönelmesinin bir nedeni olarak görüldü.

Sultan İbrahim dönemi (1640-1648)

İstanbul’da halkın araba ile dolaşması yasaklandı.

Padişah, bir üfürükçüye giderken karşısına çıkan bir arabaya sinirlendi.

Bundan sorumlu tuttuğu Salih Paşa’yı üfürükçünün evine çağırtıp orada kuyu ipiyle boğdurdu.

IV. Mehmed dönemi (1648-1687)

1666 yılında Mevlevîlerin yaptığı sema ve Halveti tarikatı dervişlerinin “tahta tepmek” olarak adlandırılan ayinleri IV. Mehmed tarafından yasaklandı.

Kadızadelilerin karşı çıktığı kabir ziyaretleri 1667’de yasaklandı.

Mahmud dönemi (1730-1754)

Yaz aylarında mesire yerlerine açık sayılan giysilerle giden kadınlara yasak getirildi. Kadınların oralara arabalarla gitmeleri de yasaklandı.

II. Abdülhamid dönemi (1876-1909)

Dindar (!) olduğu bilinen II. Abdülhamid, 2 Nisan 1892’de belden bağlanmış siyah çarşafı şu gerekçelerle yasakladı:

Çarşaf “emr-i tesettüre” asla muvafık (uygun) ve müsait değildir.Müslüman kadınların matem tutan Hristiyanlara benziyorlar.Güvenlik bakımından sorun yaratır.

Osmanlı Padişahlarının yasakları ile bugüne bakınca tablo şu:

Yüzyıllar geçti ama maalesef; O kafa bu kafa, aynı kafa…

Herhangi bir fikriniz var mı?

🤔 Bu haber hakkında ne düşünüyorsunuz? Tepkinizi emojiyle gösterin!

İlgili Yazılar

Yorum bırakın