Takvim 2023
  • ANASAYFA
  • SOSYAL GÜNLER
  • MİLLİ GÜNLER
  • DİNİ GÜNLER
  • ASTROLOJİ
  • SINAVLAR
  • TELEVİZYON
  • ANASAYFA
  • SOSYAL GÜNLER
  • MİLLİ GÜNLER
  • DİNİ GÜNLER
  • ASTROLOJİ
  • SINAVLAR
  • TELEVİZYON
No Result
View All Result
Takvim 2023

Uykuda ruhun bedenden ayrılması, uyurken ruhun bedeni terketmesi

Uykuda ruhun bedenden ayrılması, uyurken ruhun bedeni terketmesi

Ruh bedenden ayrılıp seyahat edebilir mi?

UYKUDA RUHUN BEDENDEN AYRILMASI

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlâ, insanın 

ruhunu bilinemez şekilde yarattı. Ruh, madde değildir, belli bir 

yeri yoktur. Ruh, bedenin ne içinde, ne dışındadır, ne bitişik, 

ne ayrıdır. Yalnız onu varlıkta durdurmaktadır. Bedenin her 

zerresini diri tutan ruhtur. Bunun gibi, âlemi varlıkta durduran 

Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, bedeni ruh vasıtası ile diri 

tutmaktadır. (1.cild,287.mek.)

Uykuda iken, ruhun bedenden ayrılması, bir kimsenin, geziye, 

eğlenmek için, kendi vatanından, gülerek, sevinerek ayrılmasına 

benzer ki, gezdikten sonra, sevinç içinde yine vatanına döner. 

Ruhun gezinti yeri, âlem-i misaldir. Bu âlemde, görecek meraklı 

ve tatlı şeyler vardır. Ölürken ruhun ayrılması, böyle değildir. 

Bu ayrılık, vatanı yıkılan, evleri, binaları yok olan kimsenin, 

vatanından ayrılması gibidir. Bunun içindir ki, uykudaki

ayrılmasında, sıkıntı ve acı yoktur. Tersine, sevinç ve rahatlık 

vardır. Ölürken ayrılmasında ise, çok acılar ve güçlükler hâsıl 

olur. Uyuyan insanın vatanı, dünyadır. Ona, dünyadaki gibi 

davranırlar. Ölen kimsenin ise, vatanı yıkılır. Âhirete göç eder. 

Ona âhiret muamelesi yaparlar. (3.cild,31.mektup.) 

UYKUDA RUHUN BEDENDEN SOYUTLANMASI

Ruhsal çalışmaların ilki ruhu bedenden soyutlamaktır. Eskiler bu 

duruma, kendinden geçme ve yok olma anlamında “istiğrak 

uykusu” da demişlerdir. İstiğrak uykusunda ruh, bedenden 

bilinçli bir biçimde çıkar ve kulun Allah katındaki mertebesine 

uygun olarak fizik dünyanın somut veya soyut alanlarında 

dolaşır. Genelde ruhun dolaştığı alanlar fizik dünyanın somut 

alanlarıdır. 

Müslüman bir kimsenin ruhsal olarak dolaştığı soyut alanlarda, 

müslüman olmayan bir kimse kesinlikle dolaşamaz. Ama

müslüman bir kimse, müslüman olmayan bir kimsenin dolaştığı 

somut alanlarda istediği gibi dolaşabilir. Soyut alanlara 

yükselmek ve bu alanların varlıkları olan melekleri görmek, 

onlarla konuşmak müslüman olmayan kimselerin ruhlarına yasak 

edilmiş ve araya perde çekilmiştir. 

İman durumları farklı olan müslümanların yükselebilecekleri 

soyut alanlar da farklıdır. Örnek verecek olursak, günahkâr 

olan bir müslümanın ruhu Arş Boyutuna kadar yükselebilir, bazı 

melekleri, peygamberlerin ve âriflerin rûhâniyetlerini, kabir ve 

âhiret durumlarından bazılarını görebilir. Bu durum, Rabbimizin, 

günahkâr da olsa mü’min kullarına bir lütfudur. 

Âriflere gelince, onlar için gözlerin görmediği, kulakların 

işitmediği ve hayal bile edilemeyecek lütuflar vardır. Rabbimiz 

bizi onlardan kılsın.

Bu işe yeni başlayanlar, ruhlarını bedenlerinden soyutladıktan 

sonra bedenleri uykuda olur. Bunlar, uzun süre beden dışında 

kalamazlar. En küçük bir tedirginlikte geri bedenlerine

dönerler. 

Ruhlar, en çok 24 saat beden dışında kalabilirler. Bir ruh, 

belirtilen süreden daha çok beden dışında kalırsa, bedenine 

artık geri dönemez ve ölüm olayı gerçekleşir. 

Ârifler, ruhlarını bedenlerinden soyutladıkları zaman, ilk 

başlayanlarda olduğu gibi bedenleri uyuyup kalmaz. Onların 

ruhları bedenlerinden ayrı kaldıkları süre bedenleri de uyanık 

kalarak günlük işlerini sürdürmeye devam ederler. Ruhun 

soyutlandığı bir beden, her ne kadar uyanık bulunsa da normal 

halinden biraz daha durgun görülür. 

Bu işe yeni başlayanlar, bedenlerini, uykuda bıraktıkları gibi 

bulurlar. Zamanla deneyimleri arttıkça bedenlerini de gittikleri 

yerlere taşıma becerisi kazanırlar. Ruhsal yolculuk yapan bir 

kimse, eğer bedenini ruhunun gittiği yere taşımamışsa bunun iki 

nedeni vardır.

1. Ruh, henüz bedeni taşıma becerisi kazanmamıştır. Bu 

durumda beden, yukarıda da belirttiğimiz gibi uykuda kalır. Bu, 

ruhsal yolculuğa ilk başlayanların durumudur.

2. Ruh, gittiği yerde bedenini aratmayacak bir biçimde yeni bir 

beden oluşturmuştur. Ruhun oluşturduğu bu yeni bedeni, geride 

bıraktığı bedenden ayıt etmek güçtür. Bu konuda ustalaşan ruh, 

eğer isterse gücü oranında birçok beden birden oluşturabilir. 

Bu bedenler birbirlerinin aynı olabildiği gibi ayrı da olabilirler; 

aynı yerde ortaya çıkabildiği gibi ayrı yerlerde de ortaya 

çıkabilirler. İnsanlara şaşkınlık veren bu durum âriflerin gizli 

işlerindendir.

Ruhsal yolculuk için gerekli olan tek şey ruhu bedenden

soyutlayabilmektir. Bunun için de beden ve zihin çok güçlü 

olmalıdır. Olgunluk sanatının başlangıcı olan ruhu bedenden 

soyutlama, ancak güçlü bir beden ve zihinle mümkün olur. Beden 

ve zihni güçlü kılmanın yolu nedir, diye sorulacak olursa, bu yol 

“doğru yaşamaktır”, deriz.

Doğru yaşamanın ne anlama geldiğini bilmemek, yaşamın amacını 

bilmemek demektir. Kutsal Kitabımız Kur’an ve Sevgili 

Peygamberimizin sünneti baştanbaşa doğru yaşamanın kuralları 

ile doludur. Bu konuda âriflerin yaşamında da bizim için çok 

güzel örnekler vardır. 

İnsanın beden ve zihnini zayıflatan etkenlerin başında,

kuşkusuz dünya ile olan fiziksel ve duygusal bağlar gelmektedir. 

Bu bağlar aynı zamanda ruh, beden ve kalb bütünlüğünün de 

bozulma nedenidir. Öyle ise insanı, ruh ve beden bütünlüğünü 

bozarak zayıflatan ve ona zarar veren her nesne ve durumdan 

olabildiğince uzak durmak gerekir. 

Ruhu bedenden soyutlamaya “özgürlük sanatı”, ruhun bedenden 

soyutlanarak özgürce dolaşmasına da “soyut uçuş” denir. 

Beden dışına çıkma kimilerine göre çok kolay, kimilerine göre 

de çok zor bir iştir. Bu iş, kimilerine çok zor görünse de planlı 

ve uzun bir süre sabır ve gayretle çalışıldığında kuşkusuz kolay 

bir duruma gelecektir. “Her zorlukla birlikte mutlaka bir 

kolaylık vardır.” (İnşirah: 6)

İlk önce şu önerilere bir göz atın.

1. Eğer düzenli bir yaşamınız yoksa geçerli bir amaç 

belirleyerek yaşamınızı düzenli bir hale getirin. 

2. Yeme, içme, çalışma ve dinlenmeye bir ölçü getirin.

3. Yüce Allah’la olan iman ve ibadet bağlarınızı güçlendirin. 

4. Kendinizle ve etrafınızla barışık olun.

5. Fizik çevreye son derece duyarlı bir kişilik kazanın.

6. Kesin kararlılığı elden bırakmayın, Allah’ın izni ile 

başaracağınıza inanın.

7. Yağmurlu ve gök gürültülü havalarda çalışma yapmayın. 

8. Ruhsal yolculuk esnasında yüksek gerilim hatlarından uzak 

durun. 

9. Rahat edebileceğiniz bol bir elbise giyin, çok renkli ve 

alacalı elbise yerine tek renkli ve sade olanları tercih edin.

10. Yatağa sağ yan üzerine yatarak uyuyun, sola veya yüzüstü 

yatmayın. 

11. Et yemeklerinden, fındık ve fıstık gibi sert kabuklu 

yiyeceklerden uzak durun, bol bol sebze ve meyve yiyin. 

12. Acıkmadıkça yemeyin ve tam doymadan da sofradan kalkın. 

13. Bedeni oruç tutarak kıvama getirin. 

14. Bilgilenin ve tüm korku engellerini aşın. 

15. Uykuya yenik düşmeden zihni ve hayali uyanık tutmayı 

öğrenin. 

16. Soluklanmayı ve soluklanırken bedeni gevşetmeyi 

öğrenerek, beden gerginliğini yok edin. 

17. <!–[endif]–>Uzun süre (en az yarım saat) rahat

kalınacak bir oturuş biçimi seçin.

OTURUŞ BİÇİMLERİ

Ruhsal çalışmaların yapıldığı pek çok oturuş biçimi vardır. 

Bunların hepside yararlı oturuş biçimleridir. Ancak her oturuş 

biçimi herkes için uygun olmayabilir. Ruhsal çalışma yapacak 

kimse, bunları ayrı ayrı deneyerek kendisine en uygun biçimi 

belirlemelidir. Bu oturuş biçimleri şunlardır:

MURAKABE OTURUŞU

Buna kursufa veya sığ soluma oturuşu da denir. Omurga öne 

doğru hafif eğilerek kabalar üzerine oturulur. Bacaklar 

dizlerden kırılarak göğse doğru çekilir ve karına yapıştırılır. 

Ayak tabanları çıplak olarak yere basar ve topuklar 

birleştirilir. Kollar dizlerin önünde birleştirilir, gerekirse eller 

dirseklerden kavrar. Gözler kapatılır, dil damağa yapıştırılır ve 

baş göğse eğilir. Bu oturuş şişmanlar için zor olduğundan, 

dizleri belden kavrayan bir kuşak kullanılır. Bu kuşağa kement 

denilir. Bu arada uykuya dalarak başın düşmemesi için iki bacak 

arasından çeneye doğru uzanan bir çene desteği kullanılır. Alt 

tarafı genişçe olan çene desteğinin Üst tarafı da çenenin iyice 

oturması için hafif çukurlu yapılmış ve bezle sarılmıştır. 

Bu oturuş biçiminde göğüs ve karın iyice sıkıştığından tam bir 

soluklanma olmaz. Yani soluk alma ve verme kesik kesik olup, 

derin değildir. Bununla birlikte bu tür soluklanma biçimi, düzenli 

yapıldığı zaman içsel enerjiyi dengeler ve iç sessizlik sınırını 

aşmayı kolaylaştırır.

TEVERRÜK OTURUŞU

Yaprak gibi yayılarak oturma biçimidir. Bu oturuşta ayaklar sol 

taraftan yana çıkarılır ve sağ ayak sol ayağın altına verilir. 

Beden, belden sola, baş ta kalbe doğru hafif eğilir. Bu oturuş 

daha çok rabıta ve zikir yapanların oturuş biçimidir.

NAMAZ OTURUŞU

Namazın rekât sonlarındaki oturuş biçimi olduğu için bu adla 

anılmıştır. Bu oturuşta dizler kırılarak üstüne oturulur ve eller, 

avuç içleri aşağı gelecek şekilde iki diz üzerine konur. 

BAĞDAŞ KURARAK OTURMA

Kabalar üzerine oturulur, bacaklar dizlerden kırılarak çapraz 

yapılır. Gerekirse sırt bir duvara veya ağaca yaslanılır. Baş 

hafif öne eğik tutulur. Buna “Kızılderili oturuşu” da denir. 

KOLTUKTA OTURMA

Rahat bir koltuğa yaslanarak oturma biçimidir. Bu oturuşta 

ayak, ayak üstüne atılmaz. Eller uyluklar üzerine konur. Baş 

karşıya bakacak şekilde dik tutulur, ön ve arkaya fazla 

eğilmez. Buna dinlenme oturuşu da denir. 

Çoğunluğun kullandığı bir yöntem daha vardır. Bu da rahat bir 

yatağa sırt üstü uzanmaktır. Ancak bazı uygulayıcılar, uykuya 

yenik düşüldüğü için sırt üstü uzanmayı pek uygun bulmazlar. 

Ruhu bedenden ayırmak için, bir yatağa sırt üstü uzanarak 

yatmak, oturma biçimlerine göre bedenin kolay gevşemesi 

açısından daha avantajlı görülse de, bedenle birlikte zihnin de 

uyuma olasılığı diğerlerinden daha çoktur. Bunun böyle olduğu 

denemeler sonunda daha iyi anlaşılacaktır. 

RUHUN BEDENDEN SOYUTLANMASI

Daha önce de belirttiğimiz gibi, bedenden soyutlanan ruhun 

değişik boyutlarda yaptığı bedensiz yolculuğa ruhsal yolculuk 

denir. 

Ruhun bedenden soyutlanması, beden ve zihne bağlı otomatik 

bir reflekstir. Ruhunuzun bilinçli bir şekilde bedenden ayrılması 

için şu kuralları kusursuz yerine getirmelisiniz. 

1. Bedeninizi yüzde yüz rahatlatın, gevşeyin ve zihni uyanık 

tutun. 

2. İrade ve hayali kullanarak bilinç noktasını bedeninin dışına 

aktarın.

3. Projeksiyon üzerinde kontrol sağlayabilmek ve rüya

durumuna geçmemek için de yeterli zihinsel ve psişik enerjiye 

sahip olun.

4. Astral bedene ayrılması için yeterli baskı uygulayın.

5. Yaptığınız işe yüzde yüz odaklanın.

Bu kurallar, kusursuz yerine getirildiğinde, ruhsal yolculuk için 

gereken otomatik bedenden ayrılma refleksini harekete 

geçirecektir.

GEVŞEME VE RAHATLAMA

Gerçek anlamda bir rahatlama sağlayabilmek için 

uygulayabileceğiniz bir rahatlama biçimini iyice öğrenmelisiniz. 

Bununla birlikte biz yine de bir tane anlatalım.

Uzun süre rahat edebileceğiniz bir sandalye veya bir koltuğa 

oturun. Yeni başlayanlar için bu önemlidir. Ruhsal çıkışı eğer 

yatarak deneyimlemeye kalkarsanız, rahat bir uyku çekersiniz. 

Önerime kulak verin ve yalnızca uygulayın.

Ayaklarınızdan başlayarak her organınızı tek tek gerin ve 

gevşetin. Tamamen rahatlamış olduğunuzu hissedene kadar bu 

germe ve gevşetme işini sürdürün ve bunun üzerinden birkaç 

kez geçin. Bu sırada derin ama yavaşça nefes alın. Solunum 

yolu ile alıp verdiğiniz havanın farkında olun. 

Fiziksel bedendeki derin bir rahatlama istiğrak uykusuna 

dalmanın, yani kendinden geçmenin hem nedeni, hem de 

anahtarıdır. Bir kez kendinizden geçtiğinizde ruhu bedenden 

soyutlamak oldukça kolay olacaktır. 

İSTİĞRAK UYKUSU/KENDİNDEN GEÇME HALİ

Derin bir rahatlama düzeyine ulaştığınız zaman zihinsel sakinliği 

de elde

etmiş olacaksınız. Bu durumda bedeninizin iyice ağırlaştığını 

hissedeceksiniz. Bu ağırlık, siz istiğrak durumuna girerken 

beyin dalgalarınızın beta/uyanıklık düzeyinden alfa/uyku 

düzeyine yükseldiğinin başlıca belirtisidir. 

İstiğrak durumu, derin fiziksel ve zihinsel bir rahatlamanın 

sonucudur. İstiğrak durumunda, bedeniniz kendini tümüyle 

uykuya teslim ederken zihniniz bilinçli olarak uyanık kalacaktır. 

İSTİĞRAK UYKUSUNA GEÇİŞ

Rahatlama alıştırmalarını sürdürün ve nefes farkındalığıyla 

zihninizi canlı tutun. Karanlıkta bir merdivenden indiğinizi hayal 

edin. Merdiveni gözünüzde canlandırmayın, yalnızca kendinizi 

bunu yaparken hayal edin. 

Nefes verirken bir ya da iki basamak inin, nefes alırken 

basamakta durun. İstenilen şey zihinsel bir düşme hissidir. 

Bunu yaparken, beyninizin dalga düzeyi beta/uyanık durumundan 

alfa/uyku durumuna ve arkasından teta/derin uyku durumuna 

geçecektir. Beyin dalgaları alfa düzeyine ulaştığında istiğrak 

durumuna girersiniz. 

Bu işi yapabildiğiniz kadar yapın. İstiğrak durumuna geçme 

süresi, sizin derin rahatlama ve zihinsel sakinlik deneyiminize 

göre değişecektir. Ağırlaşma hissine ulaştığınızda zihinsel 

düşme alıştırmasını durdurun.

Zihinsel düşme işini merdiven yerine bir asansörle de 

yapabilirsiniz. Yapmanız gereken nefes verirken inip, nefes 

alırken durduğunuzu hayal etmektir. Veya kendinizi bir tüy gibi 

hafif ve havada süzüldüğünüzü hayal edin. Merdiven ve asansör 

deneyiminde olduğu gibi nefes verirken bir miktar düşün, nefes 

alırken durun.

Bunlardan hangisini deneyimlerseniz deneyin, yukarıda 

belirttiğim gibi, beyninizin dalga düzeyini teta/derin uyku 

durumuna getirecektir. Yani beyin dalgasının teta düzeyine 

gelebilmesi için zihinsel bir düşme etkisine ihtiyaç vardır. 

İşte derin rahatlama ve zihinsel sakinlikle birleştirilmiş zihinsel 

düşme etkisi istiğrak durumuna girmenize neden olacaktır. Bu 

istiğrak/kendinden geçme veya derine gömülme duygusunu 

oluşturmak için bildiğiniz başka yöntemler de kullanabilirsiniz. 

Bu durum, ileride anlatacağımız farkındalık düzeyini ikinci 

dikkate kaydırmakla aynıdır. 

İstiğrak durumuna girdiğinizde her şey sessizleşir ve daha 

büyük bir yerde olduğunuz duygusuna kapılırsınız. Bedeninizde 

hafif bir titreşim duyumlarsınız. Sanki bir anda farklılaşan her 

şey biraz belirsiz ve hafifçe bulanık gibidir. İstiğrak halinde 

keskin sesler, güneş sinir ağına fiziksel darbe gibi gelir. Bu 

darbe sırtta hissedilir ve tüm bedeni sarsar.

 

Uykuda Ruhun Bedenden Ayrılması Hakkında Bilgi

Uykuda Ruhun Bedenden Ayrılması nedir
Ruhun Bedenden Ayrilmasi.
Astral Seyahat Nedir

UYKUDA RUHUN BEDENDEN AYRILMASI-1

Bedenimizi belirli bir süre terk ederek çeşitli yerlere düşünce hızı ile gidip, gittiğimiz yerlerde meydana gelen olayları izleyebilmemiz mümkündür. Parapsikoloji Enstitüleri’nde incelenen duyular dışı algılamalarımız arasında en ilginçlerinden biridir…

Şuurumuzun bedenimizin dışına yansıması yada diğer bir tanımla, şuurluk alanımızın genişleyerek beden dışına taşma olayına Astral Seyahat veya Şuur Projeksiyonu adı verilir.

UYKUDA RUHUN BEDENDEN AYRILMASI-2

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlâ, insanın

ruhunu bilinemez şekilde yarattı. Ruh, madde değildir, belli bir

yeri yoktur. Ruh, bedenin ne içinde, ne dışındadır, ne bitişik,

ne ayrıdır. Yalnız onu varlıkta durdurmaktadır. Bedenin her

zerresini diri tutan ruhtur. Bunun gibi, âlemi varlıkta durduran

Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, bedeni ruh vasıtası ile diri

tutmaktadır. (1.cild,287.mek.)

Uykuda iken, ruhun bedenden ayrılması, bir kimsenin, geziye,

eğlenmek için, kendi vatanından, gülerek, sevinerek ayrılmasına

benzer ki, gezdikten sonra, sevinç içinde yine vatanına döner.

Ruhun gezinti yeri, âlem-i misaldir. Bu âlemde, görecek meraklı

ve tatlı şeyler vardır. Ölürken ruhun ayrılması, böyle değildir.

Bu ayrılık, vatanı yıkılan, evleri, binaları yok olan kimsenin,

vatanından ayrılması gibidir. Bunun içindir ki, uykudaki

ayrılmasında, sıkıntı ve acı yoktur. Tersine, sevinç ve rahatlık

vardır. Ölürken ayrılmasında ise, çok acılar ve güçlükler hâsıl

olur. Uyuyan insanın vatanı, dünyadır. Ona, dünyadaki gibi

davranırlar. Ölen kimsenin ise, vatanı yıkılır. Âhirete göç eder.

Ona âhiret muamelesi yaparlar. (3.cild,31.mektup.)

İnsan uykuya daldığı zaman ruh bedenden ayrılır mı?

Uyku, insan ruhunun hislerini kainattan çekmesi, dış alemle irtibaını bir nevi askıya almasıdır. Nitekim, uyuyan bir kimsenin yanında konuşulsa hiçbir şey duymaz, çünkü işitme duygusu dış alemle ilgisini koparmıştır. Aynı adam, rüyasında konuşur ve işitir. Uyanma olayıyla hisler yeniden dış alemle ilgilerini kurarlar.

Bu yönüyle uyku ölümün küçük kardeşidir. Ölüm, ruhun beden alakasını kesmesidir. Uyku esnasında ruh bedenden ayrılmaz. Ancak rüya vasıtasıyla gayp alemine karşı bir münasebet peyda eder. Bazan sadık rüya ile mazi ve müstakbeli hazır zaman gibi müşahede eder.

“Allah, o nefisleri öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır. Sonra haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini de takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.” (Zümer, 42) ayet-i kerimesi, uyuma ve uyanmanın ancak İlahi birer ihsan olduğunu, her ikisininde insan iradesiyle gerçekleşmediğini ders vermektedir.

Uykuyla kişiyi bir nevi öldüren, vadesi yetmeyenleri tekrar uyandıran Cenab-ı Hakk, ölümle aldığı canları diriliş safhasında yeniden bedenlere iade edecektir. Ölüm ruhun bedenden ayrılmasıdır, ruhun ölmesi değil. Ölen de dirilen de insan bedenidir.

Üstadın rüya-yı sadıka ile ilgili şu ifadeleri bir yönüyle konumuza da ışık tutar: “Üçüncü kısım ki, rü’ya-yı sadıkadır. O doğrudan doğruya mahiyet-i insaniyedeki latife-i Rabbaniye, âlem-i şehadetle bağlanan ve o âlemde dolaşan duyguların kapanmasıyla ve durmasıyla, âlem-i ahza karşı bir münasebet bulur, bir menfez açar.” 

…İşte umum avam için dahi bir nevi velayete mazhariyet var ki, rü’ya-yı sâdıkada, evliya gibi, gaybî ve istikbalî olan şeyleri görüyorlar.
…..
Hem herkes için, âlem-i şehadet içinde, âlem-i ahza bakan bir penceredir. Hem mukayyed ve fâni insanlar için, saha-i ıtlak bir meydan ve bir nevi bekaya ahzar ve mazi ve müstakbel, hal hükmünde bir temaşagâhtır. Hem tekâlif-i hayatiye altında ezilen ve meşakkat çeken zîruhların istirahatgâhıdır.”

aylik bebek gunde kac kez kaka yapar
SOSYAL GÜNLER

2,3,4,5,6 aylık bebek günde kaç kez kaka yapar

bebeklere kilo aldiran mama tarifleri en etkili kilo aldirici  tarif
Genel

Bebeklere Kilo Aldıran Mama Ölçüsü Tarifleri (En Etkili Kilo Aldırıcı 6 Tarif …

bebekler ne zaman oturur bebekler ne zaman desteksiz oturur bebekler ne zaman oturur pozisyonda tutulur milliyet
Genel

Bebeklerde ek besin (gıda) tablosu, hangi ek gıdalar verilmeli, ek besinler nelerdir

bebek bakimi nasil yapilir
Genel

Yenidoğan bebeğe neler alınmalı, yeni doğacak bebek için hazırlıklar, yeni doğan bebek kıyafetleri

Karnınızı saklamanız için ipuçları
YAŞAM

Karnı saklamak için kıyafet önerileri! Göbeği gizlemek için ipuçları ve tavsiyeler

ay ay bebek gelisimi beslenmesi boyu ve kilosuu
HESAPLAMALAR

Ay ay bebek gelişimi, beslenmesi, boyu ve kilosu

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

leonhard euler neyi icat etti basarilari ve bilime katkilari nelerdirler

Leonhard Euler neyi icat etti? başarıları ve bilime katkıları nelerdir?

Cristiano Ronaldo'nun duygusal hikayesi

Cristiano Ronaldo futbolcu olma hikayesi

adriana lima yasi boyu kilosu adriana lima kac yasinda kac kilo boyu kac dogum tarihi

Adriana Lima Yaşı Boyu Kilosu Adriana Lima Kaç Yaşında Kaç Kilo Boyu Kaç Doğum Tarihi

Son yılların en iyi Romantik Komedi filmleri

ask sozleri en guzel ask mesajlari ve ask ile ilgili sozler neeri

Aşk Sözleri, En Güzel Aşk Mesajları ve Aşk İle İlgili Sözler – Ne …

Ve pek tabii en popüler Merkür Retrosu zamanlarını unutmamak gerek! Merkür'ün geri hareket ettiği dönemde, yeni bir iş, projeye başlanmaz, imzalar atılmaz, elektronik aletler alınmaz.

Burçlarda Nitelikler Nedir?

zahide yetis kimdir hurriyet

Zahide Yetiş kaç yaşında, Zahide Yetiş boyu kaç?

hububat nedir superhaber tvqj

Buğday arpa tahıl tohumlarının genel adı

px  subat sevgililer gunu

14 Şubat Sevgililer Gününde Sevgilime Ne Alsam Erkekler ve Kadınlar İçin Hediye Önerileri

sevgililer gunu mesajlari  esinize nisanliniza sevgilinize en icten sevgililer gunu mesajlari ve sozleri mynet haber

2023 eşe sevgililer günü mesajları

2 buçuk aylık bebek kaç kilo olmalı


    Bing

    Google

  • Gizlilik politikası
  • İLETİŞİM
  • Sitemap
  • Anasayfa

© 2023 Takvim 2023 - Önemli Gün ve Haftalar kacgun2017.com.Şubat 3, 2023 Cuma günü 3 Şubat günü ne oldu 3 Şubat Dünya ne Günü yılın 05. haftasında, 33. gününde

No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • SOSYAL GÜNLER
  • MİLLİ GÜNLER
  • DİNİ GÜNLER
  • ASTROLOJİ
  • SINAVLAR
  • TELEVİZYON

© 2023 Takvim 2023 - Önemli Gün ve Haftalar kacgun2017.com.Şubat 3, 2023 Cuma günü 3 Şubat günü ne oldu 3 Şubat Dünya ne Günü yılın 05. haftasında, 33. gününde