Anasayfa DİNİ GÜNLER Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz?

Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz?

by kacgun
Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz?

Kur’an-ı Kerim’in ‘bin aydan daha hayırlı’ olarak tanımladığı bu mübarek ayın en önemli gecesini nasıl geçirmeli?

Nihayet âlem-i İslam olarak en kutlu ve mübarek geceyi ihya etme fırsatı yakaladık. Nurların yeryüzüne cömertçe dağıtıldığı gece için Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde ve tek gecelerde arayın.” buyuruyor.

Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’da adı geçen tek ay Ramazan olduğu gibi, tek gece de Kadir Gecesi. Mekke’de nazil olan Kadir Sûresi, ‘bin aydan hayırlı’ olarak tanımlıyor bu mübarek geceyi: “Doğrusu Biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Bilir misin nedir Kadir Gecesi? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. O gece Rab’lerinin izniyle ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner… O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”

Mübarek Ramazan’ın da sonuna geldik. Üç aydır süren bir rahmet ve bereket iklimi Rabb-i Rahîmimiz’in hususi lütfunun neticesinde Kadir Gecesi ile taçlanacak. Ayların en mübareğindeyiz, ömre bedel geceler fırsat olarak sunuluyor önümüze ama Müslümanların yaşadıklarına bakınca, olup biten her işte sürekli korku, telâş, endişe ve ürperten bir belirsizlik var. Niyetler maalesef olabildiğine karanlık, söz ve davranışlar aldatıcı. Kimin ne yaptığı, ne yapacağı belli değil; arzular başka, sözler-vaatler başka; aldatan aldatana. Bütün dünyada zalimler zulümlerinin keyfini sürerken, mazlumlar çaresizlik içinde tutunacak bir dal arıyorlar.

Her yanda yürekler tıpkı kamış kalemler gibi cızır cızır.. Ve cızırdayan bu kalemler, kan rengindeki mürekkepleriyle tarihin en kirli sayfalarından birine en utandıran notları düşüyor. Her tarafta toz-duman, her bucakta kan ve gözyaşı.

Masum gadre uğruyor, mazlumlar zulüm görüyor

Bugün adaletin, merhametin timsali olması gereken topraklarda zulümleri zulümler takip ediyor; güçlüler güçsüzleri eziyor. Binlerce masum gadre uğruyor; bir sürü insan ölüyor, göçe zorlanıyor veya zindanlara gönderiliyor. Her gün şehit haberleri almak olağan bir durum gibi görülüyor. Ve bütün bu olan bitenler imanlı yürekleri kanatıyor. Çaresizlik ve elden bir şey gelmemesi hali de bu ızdırabı katlıyor. Bütün bunlar yaşanırken bize de, geceleri hep seher kuşları gibi inleyip durmak ve âh u enînlerle gök kapılarını zorlamak düşüyor.

‘Gece’leri dua dua yalvarmalı ama özellikle Kadir Gecesi…

Bin aydan hayırlı bir zaman dilimi olarak ‘Gece’nin seçilmesi, Hak nezdinde geceleri yapılan dua ve niyazların ehemmiyetini anlamamız için yeter. Kadir Gecesi’ni bir geceye hapsetmek değil, her geceyi Kadir bilmektir kadirşinaslığın gereği. Her gece ama özellikle bu gece her birimiz ‘ateş nereye düşerse düşsün beni de yakar’ hassasiyetiyle dua dua yalvarmalıyız. Semadan sağanak halinde melaike ve ruhanilerin yağdığı, daha çok Cebrail (aleyhisselam) olarak tefsir edilen ‘Ruh’un yeryüzünü şereflendirdiği bu Kadir Gecesi, ehl-i iman için ne büyük fırsat, ne bereketli bir ganimettir!

Gelin, kendisi duaya aç, seccadesi gözyaşına muhtaç mü’minler olarak bu geceyi fırsat bilip dua kampanyaları tertip edelim. Sosyal medyanın insanı Allah’tan ve kendinden uzaklaştıran atmosferine yakayı kaptırmadan kendimizi seccademize atalım. Telefonlara, internete hiç olmazsa bu gece ara verelim. Hatta eşe dosta kandil tebrikleri bile atmayalım. Onun yerine kandil tebriğimizi sevdiklerimizin gıyabında onlara yapacağımız duayla gerçekleştirelim. Bir seferberlik ruhuyla kadın-erkek, yaşlı-genç herkesi hatta en küçük çocuklarımızı bile bu dua anaforuna dahil edelim. Başta ülkemiz olmak üzere, huzura, sükûna, selamete ihtiyaç duyan dünyanın bütün mazlum ve mağdurcoğrafyaları için dua edelim.

Kur’an’ın indiği gece bolca Kur’an okunmalı

Kur’an’ın nazil olmaya başladığı ve nüzulünün tamama erdiği gece olması hasebiyle çokça Kur’an okuyalım. Fetih Sûresi’ni ihmal etmeyelim. Çocuklarımızı alalım kucaklarımıza ve Ulu Dergâh’a o masumların saf kalbleriyle teveccüh edelim. Nebiler Serveri’nin dualarını koyalım dilekçelerimizin ilk satırlarına. On dört asrı aydınlatan mânâ yıldızlarımızın sinelerinden kopup gelen ızdırap yüklü duaları ekleyelim sonra da. Cevşen’i zırh yapıp bütün insî ve cinnî şeytanlara karşı koruma talep edelim Kahhâr u zü’l-Celâl’den.

Sadece Cevşen mi, hayır! Yakaran gönüllerin dua demeti olan Kulûbu’d-dâriayı da paylaşarak okuyalım. Abdülkadir Geylânî Hazretleri’nin Hizbü’n-Nasr isimli duası ile İmam Şâzilî Hazretlerinin Hizbü’n-Nasr’ı sinelerin sesi olabilecek mahiyette dualar. İmam Gazalî’nin Hizbü’l-Hasîn ve Hizbü’l-Masûn duaları da çokça okunması tavsiye edilen dualardan. Ashab-ı Bedir okuyalım tekrar tekrar. Aczimizi ve zaafımızı gözyaşlarıyla şerh edelim Mutlak Kudret’in Sahibine.

Günün tamamı değerlendirilmeli

Bu gece değil sadece, gecenin gündüzünden itibaren Kadir kokusu sarsın hayatımızı. Gün boyu bütün nafileleri, evvabinleri, duha namazlarını, teheccüdleri hep ‘Hacet Namazı’ niyetiyle eda edelim. İman, ihlas, marifet, muhabbet, ilim, uhuvvet niyaz edelim her şeyin Sahibi’nden. İslam dünyası için merhamet, mağfiret, nusret, ferec, mahreç, salâh ve felah dilenelim. Dağınıklığımızın giderilmesi için kıvranalım seccadelerde. Gözyaşlarımızı ceyhûn edelim inayet taleplerimizle. Ve iman edelim; sesimizi duyan, her isteğimize anında icabet buyuran bir Kadîr-i Zülcelâl’in huzurundayız. İçimizi O’na döküyor, halimizi O’na arz ediyoruz. Ve hiç tereddütümüz olmasın, sebeplerin bütününün yetersiz kaldığı yerlerde problemler sinelerden kopup gelen feryatlarla ve kalblerin çağıltısı gözyaşlarıyla çözülecektir.

Ameller 30 bin ile çarpılıyor

‘Kutlu zaman dilimlerini içinde barındıran Ramazan’ın son on gününü nasıl değerlendirmeli?’ sorusuna karşılık olarak ilahiyatçı-yazar Cemil Tokpınar, herkesin kendi durumuna göre bir plan yapması gerektiğini söylüyor. İmkânı olanların bu günlerde umreye gitmesi de planlara dahil edilebilir. Zira Efendimiz (sas) “Ramazan ayında umre yapan benimle hac yapmış gibidir.” buyuruyor. “Kul olarak baktığımızda kelimelerle ifade edilmeyecek kadar muhteşem ve muazzam kurtuluş fırsatıdır Kadir Gecesi.” diyor Tokpınar. Ona göre, bir gecenin bin aydan hayırlı olması demek, bir gecenin 30 bin geceden değerli olması demek. Yani bu gece yapılan her salih amelin sevabı 30 binle çarpılıyor.

Mübarek gün ve gecelere çok önceden hazırlanmak gerektiğini söyleyen Cemil Tokpınar, “Bunun için o geceye yorgun, uykusuz veya meşguliyetli girilmemeli. Kadir Gecesi’nde mümkün mertebe seyahat, toplantı, uzun misafirlik gibi durumlardan kaçınmalı. Sabaha kadar istiğfar, Kur’an, namaz, salavat ve dua ile değerlendirilmeli. Ayrıca o gece boş sohbet veya gezmelerle geçirilmemeli. Çünkü kaybedilen her dakikanın değeri 30 bin kat.” diyor.

‘Bin ay’, her geceyi Kadir bilen için

Celal Bayar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulhakim Yüce ise Kadir Gecesi’nin bin aydan daha hayırlı olmasının belli şartlara bağlı olarak tahakkuk edebileceğini söylüyor: “Bu gecenin ‘bin aydan’ hayırlı olması –Allahu a’lem- kesretten kinaye olabilir. Dolayısıyla o geceyi idrak eden herkes için aynı manevi dereceyi ihraz söz konusu olmayabilir. Belki de bu bin ay ve daha fazlası her geceyi Kadir bilenler içindir…” Sadece bu geceyi ihya edenlerin de hissesini alabileceğini belirtiyor: “Ancak her geceyi Kadir bilip ihya edenin nasibdâr olacağı seviye bambaşka olacaktır.”

Bilinen bir şey var ki; Kadir Gecesi ömrümüzün fırsatı. Rahmet ve Şefkat Peygamberi’nden bu konudaki bir başka müjde de şöyle: “Kim Kadir Gecesi’ni faziletine inanarak ve mükâfatını sadece Allah’tan bekleyerek ibadet ve taatle geçirirse geçmiş günahlarının tamamı bağışlanır.”

Bu gece nasıl idrak edilir?

Kur’ân-ı Kerim anlayarak okunmalı.

Peygamber Efendimiz’e (sas) salât ü selâmlar getirilmeli.

Cevşen, Esmaü’l-Hüsna ile evrad ü ezkarda bulunulmalı.

Kaza, nafile namazlar kılınmalı.

Tefekkürde bulunulmalı.

Manevî hayatta diri kalabilmek için dinî içerikli okumalar yapılabilir.

Geçmişin ve nefsin muhasebesi yapılmalı.

Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli.

Peygamber duaları başta olmak üzere mü’min kardeşlerine ismen dualar edilmeli.

Yakın çevre, akraba ve arkadaşlar arasındaki küslükler ortadan kaldırılmalı.

Aile bireyleriyle birlikte günün mana ve ehemmiyeti hakkında sohbet yapılabilir.

Hastalar, yaşlılar ziyaret edilebilir.

İlginizi Çekebilir

Yorumlar

Kaçıncı aydayız 04 ve 25 Nisan ne günü, bugün dünya ne günü: DNA Günü (DNA Day),

Son Eklenenler

Çok Okunanlar

Takvim 2024 – KaçGün