13 Kasım günü, ‘World Kindness Day’ “Dünya İyilik Günü”…
“Dünya İyilik Harеkеti” bu özеl günü 1996 yılında başlatmış. Harеkеtin üyеlеri arasında Amеrika Birlеşik Dеvlеtlеri, Avustralya, Kanada, Çin, Brezilya, Fransa, İtalya, Hindistan, Japonya, Birlеşik Arap Emirlikleri, Nijеrya gibi ülkeler bulunmakta.
Dünya İyilik Hareketi adıyla 1996 yılından beri birçok ülkede faaliyet gösteren kuruluş, bu günü, ‘‘Daha iyi ve daha merhametli bir dünya inşa etmek için tasarladıklarını’’ bildirir. Bu özel gün sayesinde, hiçbir ayırım yapmaksızın her bireye dünya vatandaşı olduğunu fark ettirmeyi amaçladığını belirten kuruluş, Dünya İyilik Günü’nün sembolü olarak da kozmos çiçeğini seçer. Bu seçimle, tıpkı kozmos çiçeğinin çeşitli renkleri gibi, dünyadaki insanların da çeşitliliği vurgulanmak istenir.
Dünya İyilik Hareketini ortaya koyanlar, ‘Bu anlamlı günün bireylere iyilik yapabilmeleri için ilham verdiğini ve yapılan bu iyilikler sayesinde dünyanın daha iyi bir yer olacağını belirtirler. Onlara göre, bireyin yaptığı iyilik dalgalanarak büyüyecek, bu dalga tüm dünyada etkisini gösterecektir.’ Bu hareketin mensupları kendilerine slogan olarak da, “Ufak bir iyilik dünyayı daha iyi bir hale getirir!..” sözünü seçerler. İyilik olarak da şunları öğütlerler:
*Bir yabancıya gülümseyin, selâm verin
*Bir çocuğa kitap okuyun.
*Yardım kuruluşlarına zaman, para ve malzeme temin edin,
*Evsizlere yardım edin.
*İhtiyacınız olmadığında ışıkları kapatın
*Kütüphanelere, kitap bağışı yapın
Şimdi bu ilkeleri okuyan ve yalnızca başlığa bakıp da ne iyi bir şeymiş biz de bugün bir iyilik yapalım diyenler olacaktır elbette. Hattâ bu ilkeleri sahiplenip kuruluşun şubesini açmak isteyen kimseler bile olacaktır. Efendim, iyilik insanlığın ilk zamanlarından bugüne yaşayıp gelen, bugünden de insanlığın son gününe kadar yaşayıp gidecek olan özel ve önemli bir değeridir. Buradan hareketle “Bu dünya iyilerle kötülerin bir mücadele alanıdır” diye tanımlayanlar da çıkmıştır.
Bizim inanç temellerimizden en önemlilerinden birisi de “İyiliği emretme kötülükten vaz geçirme-sakındırmayı emreden şu ifadedir; “Emr-i bil maruf nehy-i anil münker!..”
“Siz insanlar için ortaya çıkarılan, iyiliği emreden, fenalıktan alıkoyan ve Allah’a inanan hayırlı bir ümmetsiniz…” (Ali İmran-110)
“Sizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki (onlar herkesi) hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükten vaz geçirmeye çalışsınlar. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Al-i İmran-104)
İyiliği emretmek kötülükten sakındırmak peygamberlerin temel göreviyken, Peygambere benzeme iddiasında olan onun yolunda gittiğini söyleyen kimselerin de en bâriz-
görünen özelliğinin de bu olması istenmiştir.
İyilik bizim inançtan beslenen millî kültürümüzde sadece Allah için yapılır. Her ne sebeple olursa olsun iyiliğin karşılığında bir menfaat beklenmez. Hatta iyilik yaptığınız yerden kötülük görseniz bile iyilik yapmaktan vaz geçilmez; mademki iyiliği Allah için yapıyorsanız iyilik yapmayı sürdürürsünüz.
Bu bağlamda bizim inancımızda, “İyiliği yap at denize; balık bilmezse Hâlık bilir.” Denir. “İyiliğe iyilik; her kişinin harcı…. İyiliğe kötülük; şer kişinin harcı… Kötülüğe iyilik; er kişinin harcı…” denir…