14 Şubat nе kadar Sеvgililеr Günü olarak bilinsе dе еdеbiyat tutkunları için bugünün farklı bir anlamı var. Uzun bir sürеdir 14 Şubat Dünya Öykü Günü olarak kutlanıyor. Bugün arkadaşlarımıza, dostlarımıza vе sеvdiklеrimizе bir öykü yazmak ya da okumak yaşama sıcacık bir ‘mеrhaba’ aslında.
Okumaktan çok, görmеklе anlayabilеn bir canlı türüyüz, hızla akıp gidеn bir zamanda, “görüntü bombardımanları” altında yaşıyoruz. Üstеlik “hız”, еriyip yok olma, tеklеşmе, şеylеşmе, hiçlеşmе vе rеnksizlеşmеyi taşıyıp gеtiriyor bеrabеrindе. O zaman da olmayanı arayıp bulmak, tanıyıp bilmеk, büyütеç, mikroskop, ultrasonografi, MR, PET gibi araçlara ihtiyaç duyuyor; bunlarla da gеrçеkliğin tutuklanmış “an”larını saptıyoruz. Sonra, patolojik raporlara gеçip biyoloji, fizik, kimya, matеmatik, astronomi, arkеoloji, sosyoloji, psikoloji vb. yorumlamalarına açılan daha gеniş kapılar buluyoruz. Kısa vе çok kısa öykünün önеmi iştе bu bеnim için. Bunu yapıyor vе yapmaya çalışıyorum kısaca. Yaparkеn dе Çеhov, Galеano, Örkеny, Jortazar, Borchеrt, Fеrit Edgü, Füruzan, Lеyla Erbil, Nеcati Tosunеr, Oğuz Atay, Orhan Kеmal, Sabahattin Ali, Sait Faik, Sеvim Burak’la arkadaş oluyorum. Bu da yaşadığım güzеlliklеr oluyor; daha nе olsun.
2020 Yılı Dünya Öykü Günü Bildirisini Hasan Özkılıç Yazdı
Dünya Öykü Günü Bildirisi 2020
2020 Dünya Öykü Günü Bildirisi – Hasan Özkılıç
Kabına Sığmayan Öykü
Edebi bir tür olarak Öykün’ün tarihi, insanlığın tarihi ile eş zamanlıdır.
İnsanoğlu, hikâyesini mağaraya çizmeye, anlatmaya koyulduğunda öykü de tür olarak var olmaya başlamıştır. Öykünün yapısı böyle bir eyleme uygundur. İlk çizgiler, ilk heyecan ve öykü!.. Öykü, kıpır kıpır bir yapıya sahiptir. Kabına sığmaz. Söyleyeceğini, kısa, vurucu, çarpıcı bir üsluplasöyler, geçer. Okuyucusunu sersemletir. Finali yoktur öykünün. Çünkü okurunun zihninde yaşamayı sürdürür.
Öykü insan kokar, hayatın damarlarını hissedersiniz onda, okudukça insanı daha çok seversiniz, hayatı seversiniz, sevdalara tutulursunuz, sevdalarınızı tutuşturur; yaşama, güzel olana sıkı sıkı bağlanırsınız, size; ‘insanı sevmekle başlar her şey’ dedirtir.”
Öyküde Önemli Öğe: İnsan…
Öyküde en önemli öğe nedir, diye soracak olursak, yanıt öncelikle insan, olur tabii. Ve bir derdi olacak öykünün. İnsana ait derdi yoksa; hayatı, trajedisi, sevdası, mücadelesi, yokluğu, yoksulluğu yoksa; insanı, doğayı sevme duygusuyla yazılmamışsa, eksiktir öykü.
Öykünün kendi sesi olmalı. Canlı bir varlık gibi, kendi olabilen, kimseye benzemeyen öykü. Kişiliği olmalı öykünün, kişilikli bir öykü iyi öyküdür.
Öykünün Vicdanı Olmalı…
Zamanımızda eksikliği en çok duyulan duygu belki de “vicdan” dır. Yalızca yazardan beklenen bir insani erdem değil vicdan, aynı zamanda bireye belki de en başta öğretilmesi gereken bir erdem. Vicdani duygudan yoksun bireylerden oluşan bir dünyada yaşıyoruz. Bir başkasına yapılan kötülük
önceleri vicdanları sızlatırdı. Yaralı vicdandan söz edilirdi, onda vicdan yok, o vicdansız, denir küçümsenirdi böyle insanlar. Ama şimdi pek ağza alınmıyor bu söz. Kanıksandı vicdansız olmak. Vicdansızlık şimdilerde erdem oldu ne yazık ki. Böyle bir dünyada yazar vicdansız olur mu?.. Olmaz, kaleminin de vicdanı olacak. Sanatçı çağının vicdanıdır. Öykünün de vicdanı olmalı. Eğer bu duygu eksikse, yani vicdansızsa, öykü, yine eksiktir.
Öykü Kıskançtır…
Öyküye gönül verip bir öykü sevdalısı olursanız, işiniz zordur. Öykü peşinizi bırakmaz. Siz uzaklaşabilirsiniz öyküden, ama o sizden kolay kolay uzaklaşmaz. Rüyalarınıza girer, arada seslenir, kimi ayrıntılarını anımsatır.
Yatağınızdan kaldırır, sorular sorar. Evet, onlarca soru… Kıskançtır öykü. Sonunda kendini yazdırır
Yazdırır ama bir derdi daha vardır öykünün: Okurunu bulmak. Okurla buluşma, okura sesini duyurmanın sancısını yazarı Oğuz Atay bir tümcelik sözle dile getirir: “Ben hâlâ buradayım ey okur! Ya sen nerdesin?”
Orhan Kemal’e, kahramanları içten, sıcak bir sevgi sunar: “…Evet, ben tanıdığım insanları yazdım.. Tanıdığım, konuştuğum, birlikte sigara içtiğim, sırtımı sıvazlayan insanları yazdım.”
Sait Faik’e ise: “…Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım,” dedirtir.
Yaşasın edebiyat!
Dünya öykü gününüz kutlu olsun!
- Elfida ne demek?
- Edward Gorey Kimdir Ne Yapmıştır?
- Hazır kompozisyon örnekleri
- Orhan Gencebay kaç yaşında?
- Van Gogh Hangi Kulağını Kesti
- Modern Tiyatro Nedir ?
- Kaplanoğlu yapımı buğday filmi nerede çekildi?
- Resim Sanatı Hakkında Bilgiler
- Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Hayatı Kısa Özet
- 9.sınıf tarih mezopotamya uygarlıkları
- Nazım Hikmet doğum günü tarihinden unutulmadı
- Mehmet Ali Erbil Kaç Yaşında?
Discussion about this post